Otele yürüyeceğim. Bir kadeh viski bir bardak da bira alabilir miyim? Artık kendimi tanıyamıyorum. | Open Subtitles | سوف اسير الي النُزُل سوف احصل على شوت من الشعير وكوب من البيرة من فضلك ليس بإمكاني ان استمر في هذا |
Otele dönüp diğer kızı bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تذهبي وتبحثي عن الفتاة الأخرى من النُزُل |
Bu sabah buraya geldim. Otel müdürüyle konuştum. | Open Subtitles | فأتيتُ هذا الصباح وتحدثتُ الى مدير النُزُل |
Otel hizmetçisi suçsuz. | Open Subtitles | خادمة النُزُل... غير ملامة. |
İfadesine göre motele vardığımızda da arabadan inmişim ve ona: | Open Subtitles | شهادته هي... أنني عندما قدتُ أخيراً إلى النُزُل... أخرج من السيارة. |
motele girmeden önce motelin bahçesinden geçerek karşıdaki küçük dükkâna gitmiş ve sigara almış. | Open Subtitles | مباشرةً قبل دخوله النُزُل... لقد عبر ساحة النُزُل الخلفية... وذهب إلى متجر صغير مجاور لشراء بعض السجائر |
Harp-Tony handa. | Open Subtitles | يوجد عازف للقيثارة في النُزُل. |
Otele taşındı. | Open Subtitles | لقد انتقلتْ إلى النُزُل. |
Phil'in dediğine göre karısı ve çocuğu Otele onu görmeye gitmiş. | Open Subtitles | فيل) يقول أن زوجته وأطفاله جاءوا) إلى النُزُل الخاص به، |
Otele gidince Darcy'i sor. | Open Subtitles | "إبحث عن "دارسي في النُزُل |
- Belki Otele geri dönmüştür | Open Subtitles | -عساه قد عاد إلى النُزُل . |
O Otel odasında Greg'le ne yaptığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ما حدث في غرفة النُزُل مع (غريغ). |
Oh, evet. Otel. | Open Subtitles | نعم, النُزُل |
Dallas'a yani motele doğru yola koyulduk. | Open Subtitles | قُدنَا عائدان إلى (دالاس) وذهبنا إلى النُزُل. |
- Bir motele kayıt yaptırmış. | Open Subtitles | اعتاد على الحجز في النُزُل |
- Cesedi hâlâ handa olabilir. | Open Subtitles | ربما جثته لاتزال في النُزُل |