İnsanların sokaklarında neler olup bittiğini bilmeye hakkı var. Hakkı var. | Open Subtitles | من حقّ النّاس أن يعرفوا ما الذي يجري في شارِعِهِم |
İnsanların neleri bilmelerini gerektiğini ve hangi güç sahiplerinin buna engel olmak istediğini öğrenirim. | Open Subtitles | أكتشف ما يريد النّاس أن يعلموه، وما لا يريد أولئك الذين لديهم سلطة أن يُعلِموا النّاس إيّاه، |
İki şey yapmanızı istiyorum. Yakıldığımdan emin olun. İnsanların beni bu halde görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | أودّكما أن تفعلا لي شيئان، إحرصا أن أنحرق، لا اودّ من النّاس أن يروْني كذلك. |
İnsanlar sevdikleri biri ölünce buna bir anlam bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | . يريد النّاس أن يجدوا سبباً منطقياً حينما يموت محبوبهم |
Tıpkı bir dilde veya başka mecralarda olduğu gibi, insanlar için tekrarlanan bir yapıda çok karmaşık cümlelerin gramerini incelemek zordur. | TED | مثلما في اللّغة و في ميادين أخرى، نعلم أنّه من الصّعب على النّاس أن يحلّلوا الجمل المركّبة جدّا، ذات التّركيبة المتداخلة. |
İnsanların sokaklarında neler olup bittiğini bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | من حقّ النّاس أن يعرفوا ما الذي يجري في شارِعِهِم الحقّ في المعرفة. |
İnsanların otellerde kurtulmaya çalıştığı şeyler işte. | Open Subtitles | الأمور التي يحاول النّاس أن يفلتوا بها في الفنادق. |
insanların şunu anlaması lazım, bütcenin tamamını.. | Open Subtitles | على النّاس أن يدركوا أننا لا نقدر على جعل الجميع في آمان، |
Sadece insanların öyle düşünmesini istiyorsun. | Open Subtitles | تريدين من النّاس أن يعتقدون بأنّكِ كذلك .. |
İnsanların kendini hasta hissedip, dönüp gitmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد من النّاس أن يشعروا بالتعب ومن ثمّ يرحلوا.. |
Etrafta paçavralarla dolaşıyorum diye insanların gerçekten İsa olduğuma inanmalarını bekleyemezsin. | Open Subtitles | أعني، لاتنتظر من النّاس أن يصدقوا حقاً بأنّني "عيسى" إذا قمت بالتجول بالأنجاء بقطعة قماش على جسدي |
İnsanların benden korkmasını istiyor. Ancak bu şekilde hüküm sürebileceğime inanıyor. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،يودّ النّاس أن يهابوني يظنّه السبيل الوحيد للحكم الضاريّ. |
Size gösterdiğim, soldan sağa doğru, beyin bölgesinde ne kadar aktivite olduğu. Ve yukarıdan aşağıya, insanların Grace'i ne kadar suçladığı. | TED | لذا ما أعرضه عليكم ، من اليسار إلى أيمن، هو كمّ كان هناك من النشاط هذا الجزء من المخّ. ومن أعلى لأسفل، كمّ اللوم الذي قال النّاس أن جريس تستحقّه . |
İnsanların Hector hakkında konuşmasını istiyorsak, karşılığında bir ödül vermemiz gerekir. | Open Subtitles | ، (إن أردنا النّاس أن يتحدثوا بأمر (هيكتور . فيجب أن نعرض مكافأة |
İnsanların zarar görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد النّاس أن يتأذوا |
Sence ben dışarıdaki insanların kahrolası Merc Lapidus ile bir geceyi geçirmiş olduğunu bilmelerini ister miyim? | Open Subtitles | هل تعتقدين بأنّني أريد النّاس أن يعتقدون بأنّني أمضيت (ليلة واحدة أضاجع (ميرك لابيدس |
İnsanlar kardeşimin sert biri olduğunu düşünecekler, bana bulaşmayacaklar. | Open Subtitles | ستعتقد النّاس أن أخي عنيف لذا لن يعبثوا معي |
İnsanlar eskiden abime böyle şeyler söylerdi, o da salak gibi inanırdı. | Open Subtitles | اعتاد النّاس أن يخبروا أخي هذا النوع من الأمور، وكان غبيّاً بما يكفي ليصدّقها. |
Ama eskiden insanlar bir canavar olduğumu zannederdi. | Open Subtitles | لكن اعتاد النّاس أن يظنّوا أنّني وحش |
İnsanlar neden ayrılmak zorundadır ki? | Open Subtitles | لماذا يجب على النّاس أن ينفصلوا؟ |
İnsanlar, seyahat çeklerini bir ülkeye götürdüklerinde onların girdi çıktı gizliliğini ve devlet arazisindeki, enlem ve boylamlarını bilmeliydi. | Open Subtitles | على النّاس أن تفهم ... الخصوصيّات والعُموميّات الغامِضة ... لجلبِ الشيكات السياحيّة إلى البلاد وخطوط العرض وخطوط الطول ... على الأراضي العامّة |