Anladığım kadarıyla, adamlarınız bu anomaliyi, elektromanyetik patlamaya tadil edilmiş torpidoyla kilitlemeyi düşünüyorlar. | Open Subtitles | فهمت بأن رجالك ينوا غلق الهالة بإطلاق طوربيد يطلق طاقة الكترومغناطيسية خلالها |
Kapatalım şu anomaliyi. İkiniz, işinize devam edin. | Open Subtitles | لنوقف تلك الهالة أنتما الاثنان، انطلقا للأمام مباشرةً |
Bakın. Bütün yapmanız gereken, anomaliye elektromanyetik pals göndermek. Benim silahım bunu sağlayacaktır. | Open Subtitles | اصغ، كل ما نحتاجه لغلق الهالة هو تمرير شحنة كهرومغناطيسية، وسلاحي سيقوم بهذا |
Demek ki bu Anomali nesillerdir aynı yerde açılıp kapanıyormuş. Asırlardır. | Open Subtitles | هذه الهالة لابد أنها كانت تُفتح وتُقفل لأجيال وقرون من الزمن |
Aynı Halo 3 gibiydi; herkes ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | هذا كان مثل الهالة الثالثة والجميع بدأ بإطلاق النار. |
Karım anomalinin öbür tarafına geçmek için sekiz buçuk yıl önce beni terketti, ondan sonra beğendiğim kadın ise o da terk etti. | Open Subtitles | زوجتي اختفت منذ ثمانية سنوات ونصف في السفر عبر الهالة .. والمراة التالية اللي احببتها غادرت |
Anomaliden bir şey gelme ihtimaline karşı burada olman gerek. | Open Subtitles | أحتاجكَ هنا في حال خروج أي شيء من تلكَ الهالة |
MM: Dijital içeriğin bir başka fiziksel bir şey ile birleştirilmesi aura olarak isimlendiriliyor ve konuşma boyunca bu terimi kullanacağım. | TED | م.م. : وربط المحتوى الرقمي بشيءٍ ما محسوس هو مانطلق عليه aura أو الهالة ، و سأستخدم هذا المصطلح أثناء حديثي. |
Size, derhal geri dönüp bu laboratuardan çıkmanızı tavsiye ediyorum. Zira, hiç bir suretle, kimse bu anomaliyi kilitlemeyecek. | Open Subtitles | اقترح بأن تستدير وتغادر المختبر في الحال لأنه مهما كانت الظروف، فلن يغلق أحد هذه الهالة |
anomaliyi kilitlemeden önce olabildiğince çoğunu gebertiriz. | Open Subtitles | ونقتل أكبر عدد ممكن منهم قبل أن نغلق الهالة |
Eğer "Güneş Kafesi"ne zarar verirsek, anomaliyi kaybedebiliriz. | Open Subtitles | إن أصبنا حقيبة الطاقة الشمسية بأي ضرر فلربما نفقد الهالة. |
Bu torpido, anomaliye doğru elektronik pals ateşleyecek işin özü, seyyar sualtı Anomali kilitleme cihazı. | Open Subtitles | إذن هذا الطوربيد سيطلق شحنة كهربية بداخل الهالة بمجرد الاصطدات، إنه آداة غلق تحت الماء تقريبًا |
anomaliye varana kadar, yapacak bir şeyimiz yok gibi. | Open Subtitles | ماذا؟ ليس الأمر كما لو أن لدينا ما نفعله حتى نصل إلى الهالة |
Aksi takdirde, seni ellerimde o anomaliye sürükleyip yaptığın şeyi sana göstereceğim. | Open Subtitles | وإلا سأسحبك بنفسي لتعبر خلال الهالة وترى بنفسك ما فعلته. |
Siz öbür taraftayken Anomali kapanırsa ne olacak? | Open Subtitles | ماذا يحدث اذا اغلقت هذه الهالة بينما انتم علي الجانب الاخر؟ |
Anomali mahallini, bir kaç bin ton çimento ile doldurmaya başlayacağız. | Open Subtitles | سنبدا بسد موقع الهالة ببضعة الاف طن من الخرسانة |
Bir gün rüzgârdan fazlası da olacak. O Anomali tekrar açılacak. | Open Subtitles | يوم ما فسيكون الأمر أكبر من مجرد رياح ستعود [الهالة] للظهور.. |
Sorun ise; Halo halkası üzerinde böyle bir elementin kaydının olmaması. | Open Subtitles | المشكلة هي أنه لا يوجد أي معلومات عن عنصر كهذا على متن الهالة |
Süpernova düzeyinde bir olay Halo halkasını patlatmış olabilir. | Open Subtitles | جميعنا يعلم أن انفجار الهالة كان أمرًا عظيمًا على مستوى المجرة بالكامل |
Oradayken, anomalinin diğer tarafındayken, bir şey söylemiştin. | Open Subtitles | بالعودة لهناك, علي الجانب الاخر من الهالة قلت شيئا ما |
anomalinin ortaya çıkmasını bekliyordu. Evine dönmek istiyor. | Open Subtitles | لقد كان ينتظر ظهور الهالة ، إنه يريد العودة لوطنه. |
Anomaliden uçup gelmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنها عبرت بواسطة الرياح عبر الهالة. |
Ve burada aura'sı olan bir hasta görüyoruz ve hasta aura'dan sonra her zaman baş ağrısı çekiyor hem de ciddi bir baş ağrısı çekiyor. | TED | وهنا واحد من المرضى الذين لديهم هالة ودائما لديه صداع سيء ، بعد الهالة. |
Kafasının etrafındaki hale görebiliyorum. Bununla yarışamam. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى الهالة حول رأسه وأنا لا أستطيع التنافس مع ذلك |
"Sonsuz gecenin halesi altında." | Open Subtitles | أسفل الهالة المقدسة لليلة السرمدية |
Güneş'in koronanın altındaki yüzeyi gerçek mânâda kaynıyor. | Open Subtitles | وراء الهالة الشمسية ، عند السطح مباشرةً فإن السطح يفور من الغليان ؟ |
Hakeme söylendiğin sırada sol elimden aurayı taşa gönderdim. | Open Subtitles | بينما كنتُ تتظلّم قرار الحكم أرسلتُ الهالة التي في يدي اليسرى إلى الحجر. |