Biraz önce gördüğünüz çizgi romanın bütünü şu an ekranda. | TED | هذا هو كل الرسم الهزلي الذي شاهدتموه للتو معروضا على الشاشة الآن. |
çizgi roman okuma, çizme, düşünme ya da konuşma dışında hiçbir şey yapmazdı. | Open Subtitles | لم يفعل شيئاً عدا قراءة الكتب الهزلية والرسم الهزلي... ويفكر بها ويتحدث عنها. |
Çizmeyi seviyorum ama çizgi romanın dışında başka şeyler çizmeyi de seviyorum. | Open Subtitles | أقصد، أني أحب الرسم، كما أن لدي اهتمام بجوانب أخرى منه غير الهزلي. |
Komedyen olsana. | Open Subtitles | عليكَ أن تُفكر في التمثيل الهزلي |
Geriye 12 bin kaldı ve Sketchy'nin tost olmasına ise sadece bir saat kaldı. | Open Subtitles | ّ12 محاولة أخرى لنذهب وساعة واحد فقط قبل أن نشرب نخب الهزلي |
Bence çok belirgin komedi kabiliyetin var. | Open Subtitles | أعتقد أنك تمتلك امكانيات ممتازة في مجال التمثيل الهزلي |
çizgi roman çizmediğimde kendimi resmen değersiz hissettiriyordun bana. | Open Subtitles | جعلني أشعر أنني عديم القيمة إذا لم أقم بالرسم الهزلي. |
Belki seni çizgi roman kitapları çizmek için zorlarken bilmeden onu taklit ediyorumdur. | Open Subtitles | ربما بلا وعي مني، أنني كنت أقلده عندما أجبرتك على الرسم الهزلي. |
çizgi romanlarla ilgili bir şeyler yapardık. | Open Subtitles | أجل، كان لها علاقة بالرسم الهزلي وتلك الأشياء. |
çizgi roman kariyerinin sonu da denebilir. | Open Subtitles | بنهاية فترة إهتمامه بالرسم الهزلي تقريباً. |
Çöp karakterlerini çiziyorsun ve bir sonraki çizgi romanını planlayabiliyorsun. | Open Subtitles | تكتب، وترسم الصور.. لذا يمكنك أن تخطط لإصدار كتابك الهزلي القادم؟ |
Sanırım Joyce çizgi roman çıkarmak konusunda haklıydı. | Open Subtitles | أحسب جويس كانت صحيحة حول عمل الكتاب الهزلي الكبير. |
Harika bir çizgi roman değil. Çok iyi çizildiği de söylenemez. | Open Subtitles | ليس بالكتاب الهزلي الجيد فالشخصية ليست مرسومة جيدا |
Bu çizgi romanı Warren Granger yazdı, ama çizeri Stew Ellis'ti. | Open Subtitles | كتب وارن جرينجر الكتاب الهزلي هذا و لكن تم رسمها من قبل ستيو إليس |
çizgi romanda beraber uçtuğumuz yazıyor, öyleyse beraber uçacağız. | Open Subtitles | , الكتاب الهزلي يقول أننا سنطير معاً لذا سنطير معاً |
Geçen hafta çizgi roman dükkânında yaptığının aynısı bu yaptığın. | Open Subtitles | انا اقسم ، هذا نفس الشيء الذي فعلته في الكتاب الهزلي الاسبوع الماضي |
Ya da ben sana çizgi romanımı okurum. | Open Subtitles | أو أستطيع إخبارك عن كتابي الهزلي الذي أقرأه |
Fotoğrafların negatiflerini aldık ama Komedyen bizi sırtımızdan vurdu bense buraya oturup başarımızı kutlamayı umuyordum. | Open Subtitles | لدينا الأشرطة ولكن الرجل الهزلي قام بمراوغتنا وأنا هنا آملاً بأن أقول "تهانينا" |
Bir daha senin için kumarhaneye girmem Sketchy. | Open Subtitles | أنا لن أبدأ بإرتياد الكزينوهات معك أيها الهزلي |
komedi İni'ni kutlayacak, şimdiki zamanın en büyük komedyenlerini ağırlayacağız | Open Subtitles | سنحتفل بالكهف الهزلي و واحد من أفضل الهزليين معنا هذه الليله أجل |
Bir de Spock kulaklarının sadece Comic-Con'a gittiğini düşünürdün. | Open Subtitles | وفكرت آذان سبوك كانت جيدة فقط لكون الهزلي. |
Bak Sketch, epeyce hızlı koş kısmını unutma. | Open Subtitles | ولكن أيها الهزلي لا تنسى الجزء المتعلق بالعدائين السريعين جداً |
O kadar çok güldüler ki skeci bile bitiremediler. | Open Subtitles | كانوا يضحكون لدرجة أنهم عجزوا عن إنهاء المشهد الهزلي |