Pettifer, Delaney Nootka'daki Kızılderililerle ticaret yapmak istiyorsa kullanabileceğin tek malın muhtemelen barut olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال (بيتيفر) إنّه لو أراد (ديلاني) التجارة مع الهنود في أرض "نوتكا" فالبضاعة الوحيدة الممكنة هي البارود |
Pettifer, Delaney Ticaret Şirketi Nootka'daki Kızılderililerle ticaret yapmak istiyorsa kullanabileceğin tek malın muhtemelen barut olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال (بيتيفر) إن شركة تجارة (ديليني) أرادت أن تتاجر مع الهنود في (نوتكا) السلعة الوحيدة التي يمكنهم استخدامها هي البارود |
- Ah, sanırım kastettiğiniz, Güney Amerika'lı yerlilerin kullandığı metod. | Open Subtitles | أفترض أنك تشير إلى الطريقة التي يتبعها الهنود في جنوب أمريكيا |
- Peyote eglenceli olanından degildi. Kirk yerlilerin hakları için çalışıyordu. | Open Subtitles | لم يكن البيوتي للترفيه احتل كيرك منصباً في منظمة لحقوق الهنود في المواطنة |
- Malcolm, o bıçaklar Hindistanlıların seni tıraş ettiği bıçaklardan değil mi? | Open Subtitles | مالكوم انها السكين التي كان يستخدمها الهنود في سلخ فروة الرأس كما تستخدمها انت الان |
- Malcolm, o bıçaklar Hindistanlıların seni tıraş ettiği bıçaklardan değil mi? | Open Subtitles | مالكوم انها السكين التي كان يستخدمها الهنود في سلخ فروة الرأس كما تستخدمها انت الان |