Farklı kimlik ve sadakatim olduğunda bu durum bazen çatışma ve karışıklık yaratacaktır. | TED | وبالطبع عندما أمتلك العديد من الهويات والانتماءات، فقد ينتج عنها بعض التضارب والتعقيد. |
Pek çok doktor cinsel kimlik hakkında soru sormaya çekiniyor. | TED | لا يشعر معظم الأطباء بالراحة عند السؤال عن الهويات الجنسية. |
Yani o kadar kimlik varken neden seninkini çalmak istesinler ki? | Open Subtitles | أقصد. من جميع الهويات المتاحة للسرقة. من يريد سرقة ما تخصك؟ |
Ve insanların genelde tedavi etmeye çalıştıkları kimlikler işte bu yatay kimliklerdir. | TED | هذه الهويات تعتبر غريبة عن أهلك وعليك اكتشافها عندما تجدها عند أقرنائك. |
Yani asıl ekonomik temeli düzeltmek, bu partizan kimlikleri aşmak anlamına geliyor. çünkü kutuplaşmamıza neden olan nihayet bu temeldir. | TED | و هكذا بالإتيان بالمادة بالشكل الصحيح هو أن نقوم بسحق الهويات الحزبية. لأن المادة هي ما تشكل استقطابنا في النهاية. |
Şu değerli taşların, sahte kimliklere karşılık verilen mavi Keşmir safiri olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن تلك الأحجار الكريمة مكونة من الكاشمير ذي الياقوت الأزرق استخدمت في دفعِ ثمن تلك الهويات |
Biraz derine inmem gerekti. Görünüşe göre birkaç sahte kimlik altında operasyon yürütüyormuş. | Open Subtitles | تطلب منّي بعض البحث، لكن يبدو أنه كان يعمل تحت بعض الهويات المزيفة، |
Buna asla alışamayacağım, bu geçmişte kalmış gizli kimlik olayına. | Open Subtitles | أنا لم اعتاد على هذا الهوس الرجعى من الهويات السرية. |
Yüzlerce kimlik hırsızlığı yaptılar ve binlerce sahte vergi beyannamesi verdiler. | Open Subtitles | يقوم بسرقه المئات من الهويات يسجل الألاف فى تقارير ضريبيه مزيفه |
Bunun gerçek olacağını anlayacak kadar çok sahte kimlik gördüm. | Open Subtitles | رأيت الكثير من الهويات المزيفة لكي أعرف ان هذه حقيقية |
Yarım düzine sahte kimlik ve eşleşen kartvizit var burada. | Open Subtitles | لديه نصف دزينة من الهويات المُزيفة مع تطابق لبطاقات العمل |
Tabii genellikle insanların değişik gruplara ilişkin pek çok kimlik ve sadakatlari olabilir. | TED | وعادة يكون لدى الناس العديد من الهويات والانتماءات لجماعات مختلفة. |
Faşizm milli kimlik dışındaki tüm kimlikleri reddeder ve yalnızca kendi milletinize karşı yükümlülükleriniz olduğunu savunur. | TED | فالفاشية تتجاهل جميع الهويات ماعدا الهوية الوطنية وتصر على كوني ملتزم بواجبي فقط أمام أمتي. |
YNH: Pekâlâ, bu tür çeşitli kimlikler sorunu aynı zamanda milliyetçiliğin de sorunudur. | TED | يوفال: حسناً، المشكلة لمثل إنقسام الهويات هذا هي مشكلةٌ من الوطنية أيضاً. |
Bunun yerel kimlikler ve yerel topluluklarla uyumlu olması fikrini geliştirelim. | TED | بناء المزيد على هذه الفكرة من كونها متوافقة مع الهويات المحليه، المجتمعات المحلية. |
Ve bu kimlikler mitlerden, genel olarak da eski, ilkel kökenlerden temel alınmış. | TED | وهذه الهويات مبنية على الأساطير، وعادةً تكون عن الأصول القديمة والبدائية. |
Sebastian Egan efsanesi, İstihbara kimlikleri Koruma Yasası altında korunmakta. | Open Subtitles | أن أسطورة سيباستيان إيغان تغطي تحت المخابرات قانون حماية الهويات |
Sebastian Egan efsanesi, İstihbara kimlikleri Koruma Yasası altında korunmakta. | Open Subtitles | أن أسطورة سيباستيان إيغان تغطي تحت المخابرات قانون حماية الهويات |
kimliklere göre Meksikalılar ama kimlikler sahte. | Open Subtitles | الهويات تشير إلى أنهم مكسكيو الجنسية، لكنها مزيّفة. |
Havaalanına bir adam yerleştirebiliriz? Hunt'ın kaç tane sahte kimliği olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | نضع أحدهم لينتظره في المطار هل تعلم عدد الهويات التي يملكها هانت؟ |
Sorular için kusura bakmayın ama insanların kimliklerini saptamamız için bu gerekli. | Open Subtitles | آسف للأسئلة، علينا التأكد من الهويات. قالت أنها لا تعرف لقبها، وإختفوا والديها. |
Bak, kimliklerden hangisi gerçek sensin bilmiyorum, fakat bildiğim birşey var ki sen bir yalancısın. | Open Subtitles | اسمعي, لا أعلم أيً من هذه الهويات هي هويتك الحقيقة، ولكنني أعرف أنكِ كاذبة. |
Gulfhaven'ın Benjamin Button'ısın. Oh! Barmenlerin gelip Kimliklerinizi kontrol etmesi gerek. | Open Subtitles | أنتِ بينجامين بوتون الغالفهيفن ومسؤولي الحانه ربما يحتاجون لتفقد الهويات هنا |
Üç tane kimliğin beni tanımladığını düşünerek yetiştim. Yoksul köylü kız. Bunun anlamı hiç ses çıkarmadan ve tercih hakkım olmadan yetişmekti. | TED | تكيفت علي الاعتقاد بأن الهويات الثلاث التي تعرِّفني - فتاة، قروية، فقيرة - كانت تعنى أن أعيش حياة بلا صوت ولا اختيار. |
Bu dünya, evimiz cesaretli olmamamızı istiyor, hepimizin bir bütün olduğunu hatırlatıyor-- kadınlar, erkekler, her cinsiyet kimliğinden insan, bütün varlıklar. | TED | وطننا ، تدعونا إلى أن نكون جريئين ، تذكرنا أننا جميعا في هذا معا. النساء ، الرجال ، الناس من جميع الهويات الجنسية ، جميع الكائنات ، نحن قوة الحياة. |
İçinde film yapımına dair bilgiler ve yeni kimlikleriniz var. | Open Subtitles | وأنها تحتوي على معلومات عن إنتاج فيلم وعلى الهويات الجديدة. |