Cilia (tüycükler) adı verilen bu yapılar aslında mukusu akciğerden dışarıya taşıyor. | TED | هذه الهياكل تسمّى أهدابا، وهي قادرة على تحريك المخاط نحو خارج الرئة. |
açık bir şekilde bu geleneksel yapılar bizim hayata bakışımızı oldukça derinden etkilemektedir. | Open Subtitles | ومن الواضح ، عمق تأثير هذه الهياكل التقليدية في تشكيل مفاهيمنا و منظوراتنا. |
Bu 45 metrelik metal yapılar şu anda yaşamla dolu. | Open Subtitles | هذه الهياكل المعدنية ذات 45 سم هي الآن مليئة بالحياة |
Bu iskeletler, şimdi göstereceğim filmdeki gibi, çok belirli tutumlara sahipler. | TED | وتلك الهياكل لديها مجموعة من الخصائص المعينة, والتي سوف اعرضها في فيلم. |
Normal bir fizyolojiye sahip, yani bu dış iskeletler kas gibi tork ve güç uyguluyor böylece onun kasları bu tork ve güçleri | TED | و حالته الفيزيائية سليمة تمتلك هذه الهياكل قوى وحركات دورانية مثل العضلة الطبيعية حيث لا تحتاج عضلاته القيام بأي قوة أو عزم دوران |
Ancak bu konuda niyet veya ifadelerin bir önemi yok. Sorun, inşa ettikleri bu yapı ve iş modelleri. | TED | لكنها ليست النية أو التصريح الذي تخص الناس في عالم التكنولوجيا هي ما يهم، بل الهياكل ونماذج العمل التي يبنونها. |
Asıl soru, bu mükemmel dişleri olan iskeletleri nereden buluyorlar? | Open Subtitles | السؤال المهم، من أين يحضرون كل الهياكل بأسنان مثالية ؟ |
Gelecekte, hepimiz koşu gibi genel aktivitelerde dış iskelet giyiyor olacağız. | TED | في المستقبل سنرتدي كلنا الهياكل الخارجية في نشاطات إعتادية مثل الركض |
Bugün biz geko kertenkelesinin ayağındaki kıllara benzeyen yapılar üretebiliyoruz. | TED | وفي هذا اليوم بإمكاننا أن نبني الهياكل التي تحاكي أنسجة قدم الوزغة. |
Bunlar sadece pasif yapılar değil, tümüyle makinalar. | TED | والأمر ليس مقتصراً على الهياكل الخاملة وحسب، بل هو آلات كاملة. |
Yani, bu, birbirlerini bu yapılar içinde karşılıklı destekleyen genlerin olduğu sınıflandırıcı çiftleşme hipotezi. | TED | وهذه هي فرضية التزاوج بحسب التصنيف والجينات الناتجة عن هذا التزاوج تقوي بعضها بعضا في هذه الهياكل. |
Bilgisayar çipi üretim sanayisinde kullanılan tekniklerle hem hücrelerin hem de ortamlarının boyutlarına uygun yapılar yapmaya uğraşıyoruz. | TED | نستعمل تقنيات من الصناعة التحويلية لرقاقات الحاسوب لصنع هذه الهياكل ذات المقياس المناسب للخلايا و لبيئتها. |
Bu ayarlanmış yapılar, zor yüzeylere tırmanmak için dikenlere, sürtünme pedlerine ve son olarak yapışkan kıllara izin veriyor. | TED | هذه الهياكل المتجانسة تسمح للأشواك، ومنصات الإحتكاك، وأخيراً الشعر اللاصق بالتمسك على أسطح صعبة جداً وتشكل تحدي. |
Yapının, alışveriş merkezindeki yapılar dizisinde oldukça saydam, davetkâr olduğunu görüyor ve içeri bakıyorsunuz. | TED | ترى هيكل كما هو الحال في سلسلة من الهياكل على مول : شفافة جدا، وتدعو للبحث فيها. |
Fakat verilere baktıktan bir süre sonra, şunu fark ettim: burada bir takım yapılar var gibiydi. | TED | ولكن بمراجعة البيانات، أدركت بعد مدة أنه يوجد ما يشبه الهياكل هنا. |
Daha da yakından bakarsanız, görürsünüz ki kireç taşının içinde birbiri üzerine yığılı ufak kabuklar ve iskeletler vardır, | TED | واذا نظرتم بدقة أكثر ، سترى في ذلك الحجر الجيري ، وهناك القليل من القواقع وبعض الهياكل العظمية مكدسة على بعضها البعض. |
İskeletler ayaklanıp gidemez. Sen haklıydın. | Open Subtitles | الهياكل العظميه لا يمكنها أن تقوم وتتحرك بعيداً |
Uçuşan Meksikalı iskeletler haklıydı hayatım sona erdi. | Open Subtitles | تلك الهياكل العظميّة المكسيكية المحلقة، كانو محقين. |
Bilirsin işte, iskeletler, hayaletler, zombiler. | Open Subtitles | أجل، كما تعرف الهياكل العظميه و الأشباح و الموتى الأحياء |
Tüm iskeletler cahiller tarafından yorumlanacak. | Open Subtitles | جميع الهياكل العظمية تبدو متشابهه للعين غير المُدربه |
Porter o yapı hakkında bilgi almak için yolladı bizi. | Open Subtitles | بورتر يرسلنا في مهمة جمع معلومات عن الهياكل |
Bulunan kadın iskeletleri kesilmiş kaburgalar, savaş baltaları ile ezilmiş kafatasları ve kemiklere gömülmüş oklar gibi savaş yaralarına sahip. | TED | الهياكل العظمية النسائية تحمل ندوبا حربية: أضلعًا كُسرت بالسيوف، جماجمَ تهشمت بالفؤوس، وأسهمًا مغروسة في العظام. |
Burada belden aşağısı felç olan bir hastanın bu dış iskelet yardımı ile gerçek anlamda yürüdüğünü görebilirsiniz. | TED | هذا مريض مشلول يمشي بواسطة ربطه بهذه الهياكل الخارجية. |