Bu borulardaki hidrolik de, buz gibi derinliklere kontrollü bir batış sağlayacak. | Open Subtitles | والغطاء الهيدروليكي في هذه الأنابيب.. سينفذ غرقاً في العمق الجليدي مخططاً له. |
Ciddiyim, Enerji Bakanlığı'nın hidrolik kırılmayla bir ilgisi yoktu. | TED | أقصد جديا، إدراة الطاقة لم تكن لديها أية علاقة بالتكسير الهيدروليكي. |
O, hidrolik kırılma ve kaya gazı icatlarının sonucu olarak, sahip olduğumuz doğal gazı kullanabilir. | TED | إنها تستطيع العمل على الغاز الطبيعي كنتيجة للاختراعات في مجال التكسير الهيدروليكي للغاز الصخري، الذي نملكه نحن هنا. |
- Peki hidrolik makineler? | Open Subtitles | ماذا عن النظام الهيدروليكي يمكننا ان نضع |
Paketlerde az miktarda hidrolik sıvısı varmış. | Open Subtitles | الأغلفة تحتوي آثار دقيقة من السائل الهيدروليكي. |
hidrolik sıvısıyla temas halinde olan uçuş mühendisidir. | Open Subtitles | عضو الطاقم الذي يكون غالبا في إتصال مع السائل الهيدروليكي هو مهندس الطيران. |
Daha yumuşak bir dokunuş gerektiğinde kompakt hidrolik takoz ile kapıyı kilit gövdesinden çabucak ayırabilirsiniz. | Open Subtitles | حين تريد الدخول بدون لفت الكثير من الإنتباه الإسفين الهيدروليكي بإمكانه إبعاد باب بسهولة عن إطاره |
hidrolik vananıza vurmak zorunda kalabiliriz yani fazla ses çıkarsa korkmayın. | Open Subtitles | ربما سيتوجب علينا الدخول إلى صمام الرفرف الهيدروليكي لذا لا تخافوا إذا أصدرنا بعض الضجة |
Takımları elle indirmeden önce açılmamışsa hidrolik çalışmaz ve iniş ağırlığı takımları paramparça eder. | Open Subtitles | إذا لم يفتح، المحرك الهيدروليكي لن يعمل. و وزن الهبوط سيمزّق العجلة إربًا إربًا. |
Virajları, çarpsalar bile düz bir şekilde alabiliyorlardı. - hidrolik. | Open Subtitles | ــ إستخدام النظام الهيدروليكي ــ و من ثم التعليق |
Neyse ki onu çıkarmak için hidrolik kesiciyi kullanmak zorunda kalmadılar. | Open Subtitles | لم يتوجب عليهم أن يستخدموا "المقص الهيدروليكي" لإخراجه هذه المرة الحمدلله |
Peki siz bu hidrolik küveti... Tam olarak nasıl keşfettiniz? | Open Subtitles | كيف وجدتما حوض الاستحمام الهيدروليكي هذا بالضبط؟ |
hidrolik kilide giden kablo ikiye ayrılmış bu da bir dahakine bu kapı kapandığında sıkı kilitlenecek demek. | Open Subtitles | السلك ل القفل الهيدروليكي وقطعت في اثنين، يعني في المرة القادمة هذا الباب مغلقة، انها تريد تأمين مشددة. |
Olumsuz, hidrolik sistem çalışmıyor. | Open Subtitles | لا يمكن التحكم، النظام الهيدروليكي لا يعمل. |
Bütün dünya uçakta hidrolik bir hata meydana geldiğini sanacak. | Open Subtitles | بقدر ما يعرف العالم، هذه الطائرة تعرضت إلى خلل في النظام الهيدروليكي. |
CA: Dinleyicilerden gelen sorulardan biri şu, hidrolik kırılma ve doğal gaz süreciyle sızan, küresel ısınma için karbon dioksitten daha kötü olan metana ne olacak? | TED | ك.أ: أحد الأسئلة من الحضور هو، مع عملية التكسير الهيدروليكي والغاز الطبيعي، ماذا عن مشكل تسرب الميثان من ذلك، كون الميثان غاز احترار عالمي أسوأ من ثنائي أكسيد الكربون؟ |
hidrolik kırılma 1947'de ortaya çıktı. Başkanımız çıkıp Enerji Bakanlığı'nın hidrolik kırılmayı 30 yıl önce geliştirdiğini söylediğinde ona inanmayın. | TED | بدأ التكسير الهيدروليكي سنة 1947، ولا تصدقوا للحظة حين يقف الرئيس هناك ويقول أن إدارة الطاقة وقبل 30 سنة طورت التكسير الهيدروليكي. |
Size başka bir örnek vermek istiyorum, Yüksek profilli işbirliğinden alt seviye olana gidelim Tam anlamıyla; doğal gazın hidrolik kırılması. | TED | أريد إعطاءكم مثالاً آخر، لننتقل من التعاون رفيع المستوى لشيئ أقل سواء حرفياً أو مجازياً: التكسير الهيدروليكي للغاز الطبيعي. |
Yankee Bir hidrolik basıncı kaybediyor. | Open Subtitles | هنا "يانكي 1" نحن نفقد الضغط الهيدروليكي |
Ancak yarın bu çantayı açtığında üstün performanslı bir hidrolik kızak göreceksin. | Open Subtitles | لكن غدا، عندما أنت إفتح هذه الحقيبة، أنت ستنظر إلى a luge الهيدروليكي العالي الأداء. |