"الوثب" - Traduction Arabe en Turc

    • atlama
        
    • binişi
        
    • atlamada
        
    • zıplamayı
        
    • sıçrayabilir
        
    • zıplar
        
    • atlamaya
        
    • uzun atlayışı
        
    • olarak atlıyor
        
    Fosbury, rekorunu otuz santimetre üzerinde iyileştirerek, antrenörlerini bu değişik, yeni yüksek atlama stiliyle büyüledi. TED بالتالي، حسّن فوسبوري سجله بأكثر من نصف قدم، وأصاب مدربيه بالذهول بهذا الأسلوب الجديد الغريب في الوثب العالي.
    Bobby, lütfen yatağa cumbadak atlama. Open Subtitles بوبي هلا تمتنع عن الوثب إلى الفراش الليلة
    Hemen bulemiklerin pasta yeme yarışmasına gideceğiz ama önce dekatlon lideri Joe Swanson uzun atlama yapacak. Open Subtitles سوف نريكم أكل فطيرة بنهم خلال لحظات ولكن أولاً.. متصدر السباق العشري چو سوانسون ومحاولة الوثب الطويل
    Sırada arazi binişi var. Dayanıklılık ve güç sınavıdır. Open Subtitles الجزء الثاني هو الوثب إنه اختبار للقوة والقدرة على التحمل
    Yüksek atlamada, her şeye 1 ya da 2 saniye içinde karar verilir. Open Subtitles في الوثب العالي،يجب ان أقرر كل شيء في 1 أو 2 ثانية
    Bir saniyeliğine zıplamayı kesin. Open Subtitles يجب أن تتوقفوا عن الوثب قليلاً
    Bak, balerinler de sizin kadar yükseğe sıçrayabilir, ama yere inerken plié yaparlar. Open Subtitles أترى ، راقصي الباليه بإمكانهم الوثب عالياً مثلك لكن عندما يهبطون فإنهم يهبطون بنعومة
    Yüksek atlama, uzun atlama, cirit atma,.. Open Subtitles الوثب العالي، القفزة الطويلة، رمي الرمح،
    Lisedeki uzun atlama rekorunu rüzgâr yardımıyla kırdığını itiraf etmediğine pişmandı. Open Subtitles ندم أنّ رقمه القياسي في الوثب الطويل في الثانوية كان بمساعدة الرياح.
    11.Olimpiyat Oyunlarında erkekler uzun atlama seçmelerini naklen yayınlıyoruz. Open Subtitles نحن هنا في الأولمبياد ال 11، وبذلك كنت التصفيات الحدث الوثب الطويل للرجال.
    Fosbury, üniversitesindeki güçlü sporcularla o zamanki standart yüksek atlama tekniklerini kullanarak yarışamayınca, yeni bir atlama tekniği denedi: Geriye doğru. TED ولكنه عندما لم يتمكن من أن ينافس الرياضيين الأشداء في كليّته باستخدام تقنيات الوثب العالي القياسية في ذلك الوقت، فإنه حاول القفز بطريقة مختلفة: إلى الوراء.
    Sonraki birkaç yıl, Fosbury yüksek atlama stilini iyice geliştirerek ABD Ulusal denemelerini kazandı ve 1968 Meksika Olimpiyatları'nda yerini garantiledi. TED خلال السنوات القليلة المقبلة، أتقن فوسبوري أسلوبه في الوثب العالي، وفاز في المسابقات الوطنية الأميركية، مما حجز له مكاناً في دورة الألعاب الأولمبية في المكسيك عام 1968.
    O zaman yalnızca bir atlama taşı olduğunu öğrenecek. Open Subtitles وستعلم انها كانت مجرد عتبه الوثب.
    At terbiyesini atlatmamızın şerefine. Yarın arazi binişi var. Open Subtitles نخب اجتياز مسابقة الترويض وغداً مسابقة الوثب
    İkinci gündeyiz, arazi binişi. Open Subtitles إنه اليوم الثاني في المسابقة، الوثب
    Uzun atlamada, o 7 metre atlayabiliyor. Open Subtitles في الوثب الطويل أحمل رقما قياسيا ب 7 أمتار
    Fosbury'nin tekniğinde, atlamacının gövdesini kütle merkezinden ayırması yüksek atlamada yeni rekorlar getirdi, daha da yüksek çıtaları aşmak için çok daha fazla alan verdi. TED تقنية فوسبوري فتحت آفاقاً جديدة في رياضة الوثب العالي عن طريق فصل جسم الواثب بعيداً عن مركز كتلته، مما أتاح له مجالاً أكبر ليحقق وثبات أعلى وأعلى.
    zıplamayı öğrenirken ağırdan almalısın Open Subtitles عندما تتعلم الوثب يجب ان تثب ببطئ
    Lloyd, zıplamayı kes. Open Subtitles -لويد)، توقف عن الوثب بالمكان) .
    Örneğin Sparassidae familyasına ait Delena örümceği avını yakalamak için sıçrayabilir. Open Subtitles على سبيل المثال، عنكبوت (ديلينا) من فصيلة (سباراسيدي)... تمتاز بقدرتها على الوثب للإمساك بفريستها
    Fakat ben çok küçüksem, ayaklarım ve yer arasındaki kuvvet hareketimi kütlemden daha çok etkileyecektir ki zıplar harekete neden olan budur. TED لكن إذا كنت صغيرة الحجم، القوى ما بين قدمي والأرض ستأثر بحركتي أكثر بكثير من كتلتي. وهو ما يسبب حركة الوثب.
    - Uzun atlamaya, Koç. - Şunu oturtun. Uzun atlamaymış! Open Subtitles ـ من اجل الوثب العريض ـ أعده الى الى دكة الاحتياط.
    uzun atlayışı yapacak olan tek kadındım. TED وكنت انا المرأة الوحيدة التي ستقدم على الوثب الطويل
    Bırakmak istemiyorum ama Kırmızı Acı Odası'nda kırbaçlanmaya ve işkence görme fırsatına tam olarak atlıyor da sayılmam. Open Subtitles لا أريد الإنسحاب، الأمر أني لا أريد الوثب على إحتمالية الجلد والتعذيب وغرفة الألم الحمراء الخاصة بك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus