Ayakta kalmanın tek yolu kendini nasıl yetiştireceğini bilmekti. Ben de bunu öğrendim. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للبقاء هي أن تتصرف بحكمة و تتعلم بسرعة |
Bazen oyunda kalmanın tek yolu budur. | Open Subtitles | أحياناً هذه هي الطريقة الوحيدة للبقاء في اللعبة |
Ama hayatta kalmanın tek yolu nihayet sahip olduğun o kanıtı değiş tokuş etmektir. | Open Subtitles | ولكن الطريقة الوحيدة للبقاء على قيد الحياة الآن أن كنت أخيرا يكون هذا الدليل هو التداول بها بعيدا. |
- Hayatta kalmamızın tek şansı bu. | Open Subtitles | وهذه هي الفرصة الوحيدة للبقاء على قيد الحياة. هذا هو الاتحاد الافريقي انه ك السؤال. |
Hayatta kalmak için tek şansım var o da size yardım etmek. | Open Subtitles | فرصتي الوحيدة للبقاء على قيد الحياة هي بمساعدتكم |
Düşmanının elinin boğazını sıktığı an geldiğinde hayatta kalmanın tek yolu, düşmanın yöntemlerini kullanmak... .. ve bundan menfaat sağlamak için.. başka şeyleri önemsememezmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | بذات اللحظة التي تمسك بها بخناق عدوها وحينذاك سيبدو أن الطريقة الوحيدة للبقاء هي استخدام وسائل العدو... لوضع حاجة البقاء بمقام الذريعة، أي النظر للاتجاه المعاكس |
Biliyorsunuz, uyanık kalmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | إنها الطريقة الوحيدة للبقاء مستيقظة |
Hayatta kalmanın tek yolu itaat etmek. | Open Subtitles | تحتاجين الفرصة الوحيدة للبقاء على قيد الحياة... وهو إذا قمتي بالاستسلام. |
Çünkü oyunda kalmanın tek yolu Walter Gillis'i hayallerinden vazgeçirmekti. | Open Subtitles | لأن الوسيلة الوحيدة للبقاء باللعبة .هي بأن تجعل (والتر غيلس)ينسى حلمه |
Çünkü oyunda kalmanın tek yolu Walter Gillis'i hayallerinden vazgeçirmekti. | Open Subtitles | لأن الوسيلة الوحيدة للبقاء باللعبة .هي بأن تجعل (والتر غيلس)ينسى حلمه |
- Hayatta kalmamızın tek yolu birbirimize tutunmamız. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للبقاء حيا ان نكون مع بعض |
Hayatta kalmak için tek şansımız bu. | Open Subtitles | هذه فُرصتنا الوحيدة للبقاء على قيد الحياة. |
Hayatta kalmak için tek şansım bu. | Open Subtitles | إنّها فرصتي الوحيدة للبقاء حيّ. |