Karısı bunu öğrendiğinde geriye kalan tek çocuğunu kaptığı gibi kaçtı. | Open Subtitles | عندما اكتشفت زوجته الأمر هربت مع طفلها الوحيد الباقي بين ذراعيها |
{C:$9C8B7C}Ama ondan sonra kalan tek kötü sen olacaksın. | Open Subtitles | إن فعلت هذا، ستكون مختل العقل الوحيد الباقي |
Resmi kayıtlara göre, Shadaloo'nun hayatta kalan tek yöneticisiyim. | Open Subtitles | رسميآ انا الشريك الوحيد الباقي على قيد الحياة من منظمة شادالو |
Sadece sevdiğin birinden kalan son şeyi öldürmek istemiyorsun. | Open Subtitles | لكنّكِ فقط لا تريدين قتل الشيء الوحيد الباقي ممّن تحبّين |
Biz üçümüz projenin ilk üyeleriydik. Şimdi geriye bir tek ben kaldım. | Open Subtitles | كنا الأعضاء الثلاث الأساسين في المشروع و الآن انا الوحيد الباقي |
Kış boyunca burada kalan tek memeli. | Open Subtitles | الحيوان الثديي الوحيد الباقي هنا خلال الشتاء |
Tutkularınız bir yere gitmek zorunda kalmıştır ve bu geriye kalan tek parçadır. | Open Subtitles | شغفك يجب أن تذهب إلى مكان ما وهذا هو المكان الوحيد الباقي. |
Babana tutunmak için savaşıyorsun elinde kalan tek aileye. | Open Subtitles | أنتِ تقاتلين للاحتفاظ بأبيكِ الوحيد الباقي مِنْ عائلتك |
Sesinin sana annenden kalan tek şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّ ذلك الصوت هو الشيء الوحيد الباقي لكِ مِنْ والدتك |
Annemden bana kalan tek şeyi elimden almaya çalışıyordun. | Open Subtitles | كنت تحاول أنْ تسلبني الشيء الوحيد الباقي لي مِنْ والدتي |
Hayır, anlamıyorsun bir kolyem var biyolojik annemden bana kalan tek şey o ve onu geride bırakamam. | Open Subtitles | لمْ تفهمي الحكاية فهناك تلك القلادة وهي الشيء الوحيد الباقي مِنْ والدتي الحقيقيّة ولا أستطيع تركها |
Sanırım eksik kalan tek şey masamın nerede olduğu. | Open Subtitles | أخمن أن الشيء الوحيد الباقي أن أريك أين مكتبي |
İnsanların karides kokteylleri ve ızgara için hala karidese ihtiyacı olduğundan ve geriye kalan tek tekne olduğumuzdan sadece Bubba-Gump karidesleri. | Open Subtitles | "والناس مازالوا يريدون "الجمبري كي يأكلوه وكان مركبنا هو الوحيد الباقي |
Onu gömmek için kalan tek yer şurası... yol kenarı. | Open Subtitles | المكان الوحيد الباقي لدفنه هناك... بجانب الطريق. |
Elimizde kalan tek canlı varlık. | Open Subtitles | هي الجسم الدافئ الوحيد الباقي لدينا |
Geriye kalan tek sorun gurur meselesi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الباقي هو الكبرياء |
Çatışmanın sonunda hayatta kalan tek kişi sen miydin? | Open Subtitles | هذا صحيح كنت أنا الوحيد الباقي |
Sen, kalan son umutsun. | Open Subtitles | أنت الأمل الوحيد الباقي |
Bu geri kalan son şey. | Open Subtitles | هذا هو الوحيد الباقي. |
Re-Mose, onun gözünde oğlundan kalan son şeydin sen. | Open Subtitles | (رع موسا) كنت أنت الشيء الوحيد الباقي من ابنها |
Hangi bir tek ben kaldım gelir nerede Ultimate Güç bulmak için kim bilir. | Open Subtitles | مما يعني أنني الوحيد الباقي الذي يعلم كيفية إيجاد القوة المطلقة |