Yani, hayatımızın tek gerçek ürünü başarısızlıkla sonuçlanmıştı. | TED | أعني، أن المنتج الوحيد الحقيقي لحياتنا، في النهاية، كان فشلاً. |
Çünkü, tatlım, tek gerçek bilim dalında uzmanlaştım: Astrolojide. | Open Subtitles | لأنني يا عزيزتي ، برعت في العلم الوحيد الحقيقي ، علم التنجيم |
Biz isteriz. Bu bizim tek gerçek aile geleneğimiz. | Open Subtitles | نحن , أنه التقليد الوحيد الحقيقي للعائله |
tek gerçek tanrinin onuruna bir kadeh sarap. | Open Subtitles | كأس من النبيذ لتكريم الرب الوحيد الحقيقي |
Gerçek gücün kaynağını anlamak. O olmazsa, güç de olmaz. | Open Subtitles | لماذا" هي المصدر الوحيد الحقيقي للقوة" بدونها، تكون ضعيفا ً |
Onları yönlendirebileceği tek gerçek kanıt paran. | Open Subtitles | أعني، الدليل الوحيد الحقيقي الذي قد تقودهم به إليك، هو المال |
Kalbinin derinliklerinde ne olduğumu biliyorsun tek gerçek umut. | Open Subtitles | بأعماقك، تعرف ماذا أنا الأمل الوحيد الحقيقي |
Bu şehirdeki tek gerçek canavar Shredder ve yarattığı iki mutant. | Open Subtitles | الوحش الوحيد الحقيقي في هذه المدينة هو "شريدر" والمتحوّلان اللذان صنعهما |
Gerçek şu ki bir erkeğin evlenmesinin tek gerçek sebebi öncelikle, bir kadını hamile bırakmasıdır. | Open Subtitles | حسناً, حسناً, الحقيقة هي.. ؟ السبب الوحيد الحقيقي الذي يجعل الشحص بقكر في الزواج |
Çünkü ellerindeki tek gerçek kanıt, kulübendeki bıçak. | Open Subtitles | ،لأن الدليل الوحيد الحقيقي الذي يمتلكونه هو تلك السكين من كوخك |
Burasıtekgerçekinançevidir ve ben sizin tek gerçek tanrınızım. | Open Subtitles | هذا هو بيت الإيمان وأنا الإله الوحيد الحقيقي |
Sen benim ruh eşimsin, tek gerçek aşkımsın. | Open Subtitles | أنت توأم روحي, حبي الوحيد الحقيقي |
Tanrımız tek gerçek tanrı. | Open Subtitles | أن إلهنا هو الإله الوحيد الحقيقي. |
Tanrımız tek gerçek tanrı. | Open Subtitles | أن إلهنا هو الإله الوحيد الحقيقي. |
Sen yolumdan çekilince tek gerçek Avatar ben olacağım. | Open Subtitles | , بموتك سأكون الأفتار الوحيد الحقيقي |
Sen yolumdan çekilince tek gerçek Avatar ben olacağım. | Open Subtitles | , بموتك سأكون الأفتار الوحيد الحقيقي |
Tek "Gerçek" seni sevmesi. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الحقيقي هو أنه يحبك. |
Dünyadaki tek gerçek insan ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الشخص الوحيد الحقيقي على الأرض؟ |
tek gerçek şimdiki zaman, | Open Subtitles | الشيء الوحيد الحقيقي هو الحاضر |
Gerçek gücün kaynağını anlamak. O olmazsa, güç de olmaz. | Open Subtitles | لماذا" هي المصدر الوحيد الحقيقي للقوة" بدونها، تكون ضعيفا ً |