Düşünsene. Mantıklı tek şey bu. | Open Subtitles | حسناً, فكرًي بها أنها الشيء الوحيد المنطقي هنا |
Mantıklı tek açıklama bu. | Open Subtitles | إنه التفسير الوحيد المنطقي |
Bak, Frankie, Mantıklı tek şey bu. | Open Subtitles | اسمع يا (فرانكي)، إنه الشيء الوحيد المنطقي |
...ve Maya takviminin 21 Aralık 2012'de bittiğini düşünürsek buradan çıkarılacak tek mantıklı sonuç dünyanın sona erecek olmasıdır. | Open Subtitles | عندما تنظر الى حقيقة بأن تقويم شعب المايا ينتهي في 21 ديسمبر 2012 التفسير الوحيد المنطقي الذي تتوصل اليه هو |
Keserken bileklerini çeviremiyor. tek mantıklı olan bu. | Open Subtitles | إنّه غير قادر على تدوير معصمه عندما يقوم بالشق، إنّه الأمر الوحيد المنطقي. |
Mantıklı olan tek açıklama bu. Tabii bu olanlar mantıklıysa... | Open Subtitles | إنه الشيء الوحيد المنطقي إن كان هناك أي شيء منطقي في هذا |
- Mantıklı gelen tek şey bu. Bütün kurbanlarımız maddi sıkıntı içerisindeydi. | Open Subtitles | إنّه الشيء الوحيد المنطقي فكلّ الضحايا كانوا يعانون ضعفاً مالياً |
Bu Mantıklı tek şeydir. | Open Subtitles | إنه الشيء الوحيد المنطقي |
- Mantıklı tek açıklaması bu. | Open Subtitles | -إنّه الأمر الوحيد المنطقي |
Mantıklı tek açıklama bu. | Open Subtitles | -إنّه الأمر الوحيد المنطقي . |
Muhteşem. Bunun tek mantıklı açıklaması rüya görüyor olmam. | Open Subtitles | -رائع، التفسير الوحيد المنطقي أن هذا حلم |
- Yani tek mantıklı açıklaması bu. | Open Subtitles | إنه التفسير الوحيد المنطقي |
tek mantıklı olan şey bile mantıklı değil. | Open Subtitles | ...والشيء الوحيد المنطقي غير منطقي |
Bence de tek mantıklı hareket bu olur. | Open Subtitles | أظنه الأمر الوحيد المنطقي |
Mantıklı olan tek şey, eve zorla girilmesi. | Open Subtitles | لا يمكن أن توكن الاثنين الشيء الوحيد المنطقي هو الاقتحام |
Mantıklı olan tek şey bu. | Open Subtitles | لذا هذا هو الشيء الوحيد المنطقي |
Senin azmini kırıp kanamanı izlerken zevkten dört köşe olduklarında mantıklı gelen tek his nefret oluyor. | Open Subtitles | عندما يكسروا روحك ويشاهدونك بسعادة وأنت تنزف الكره هو الإحساس الوحيد المنطقي |