Burada olmamın tek nedeni,... bu çalışma grubunun dersin bir zorunluluğu olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا هو أن مجموعه الدراسه أجباريه للدوره |
Bunu bilmiyor muyum? Ama Burada olmamın tek nedeni dikkatleri ait olduğu yere çekmek. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا الآن هو وضع الآنتباه في مكانة الرئيسي |
Burada olmamın tek sebebi, neden ve nasıl suikaste uğradığını bulmak. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا هي محاولة أن أعرف لماذا وكيف تم اغتياله |
Buraya gelmemin tek sebebi kardeşim hakkında konuşmak istediğin içindir. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا انك تود الحديث معي عن شقيقتي |
Buraya gelmemin tek sebebi bu işe bir son vermek içindir. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا هو لوضع نهاية لهذا |
Burada olmamın tek nedeni borcunu kapatmasını sağlamak. | Open Subtitles | الدّاعي الوحيد لوجودي هنا هوّ مساعدته لسداد مديونيته |
Bu gece Burada olmamın tek sebebi bir hayır gecesine ev sahipliği yapıyor olmamız. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا الليلة هو التزامنا باستضافة هذه الحفلة |
Burada olmamın tek sebebi, Catherine'in bu iş için en iyisi olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا لان كاثرين افضل شخص لهذه الوظيفة |
Ayrıca hepimiz biliyoruz ki Burada olmamın tek sebebi... | Open Subtitles | علاوةً على هذا، كلنا نعرف أن السبب الوحيد لوجودي هنا هو لأنكم دمّرتم |
Burada olmamın tek sebebi Kanada topraklarında olmamız ve temyiz mahkemesinin beni uzak tutan mahkeme kararını iptal etmiş olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا هو أنّنا على الأراضي الكندية، ونقضت محكمة الاستئناف أمركم القضائي بإبعادي من هنا. |
Burada olmamın tek sebebi çıktığımda birlikte olabilmemiz. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا حتى انت وانا يمكننا ان نكون مع بعضنا عندما اخرج |
Burada olmamın tek nedeni oğluna veda etmeni sağlamak. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا هو أن تودع أبنك |
Burada olmamın tek nedeni, bensiz başa çıkamayacağınızdan endişelenmem. | Open Subtitles | فالسبب الوحيد لوجودي هنا هو... أنني قلق بشأن كيف ستتدبّرون أمركم من دوني |
- Burada olmamın tek sebebi bu değil mi? | Open Subtitles | هذا هو السبب الوحيد لوجودي هنا ، أليس كذلك؟ لا (مايك) ، توقف |
Buraya gelmemin tek nedeni bu konuyu telefonda konuşmayacak olmamdı. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا الأن هو أنني لن أتحدث عن هذا الأمر علي الهاتف |
Buraya gelmemin tek sebebi de Helen'ın bu sabahki kahvaltı bilmemnesinden dolayı | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا هو أنّها مدعوّة للفطور |
Buraya gelmemin tek sebebi, adamların sorun çıkarmasına engel olmak. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا هو لإيقاف رجالي من التسبب في متاعب |