Ben biraz gecikmeyle de olsa, Dışişleri Bakanlığı binası altındaki sığınağa doğru ilerlemeye başladım. | Open Subtitles | ثم ذهب الجميع ليحتمى بالملاجىء الخاصه بالغارات أما أنا فقد تأخرت بعض الوقت فى مكتب الوزاره |
9.Şube'nin şefini Dışişleri Bakanlığı'na getiren mesele nedir ? | Open Subtitles | اذاً ما العمل الذي احضر رئيس القسم 9 الى الوزاره الخارجيه؟ |
Bakanlıktan bir doktor, 2 saat önce olayı kontrol altına almak için içeri girdi, ancak 70 dakikadır kendisiyle irtibat kuramıyoruz. | Open Subtitles | منذ ساعتين دخل دكتور الوزاره. حاول التحكم في هذا, ولكننا فقدنا الاتصال منذ 70 دقيقه. |
Bakanlıktan emir almadan önce hazır olmalıyız. | Open Subtitles | سنتلقي الأوامر من الوزاره يجب أن مستعدين قبل الذهاب |
Birkaç yıl önce Bakanlığa büyük üzüntü vermişti. | Open Subtitles | بالرغم أنه يعمل فى الوزاره منذ سنوات قليله |
Sen ne zamandan beri Bakanlığa yaltaklık ediyorsun? | Open Subtitles | فإن قواعده تخالف ما إتفقنا عليه مع الوزاره |
Dışişeri Bakanlığı bünyesinde bir projeyi yönetiyor. | Open Subtitles | بالصدفه اتى لمنع المشروع من خلال شؤون الوزاره الخارجيه |
Adalet Bakanlığı'nda güçlü bağlantılarınız olsa gerek. | Open Subtitles | لا بد من ان لديك الكثير من المعارف في الوزاره |
Dışişleri Bakanlığı'nın ağında geziniyordum. | Open Subtitles | انا غصت حول شبكة شؤون الوزاره الخارجيه |
Hayır, aslında dışişleri Bakanlığı. | Open Subtitles | لا في الواقع انها الوزاره الخارجيه |
Sizin için Savunma Bakanlığı irtibat bürosunu arayacağım. | Open Subtitles | حسناً ساجرب مكتب الوزاره |
Bakanlıktan yazılı izin almanız gerek. | Open Subtitles | تحتاج لتصريح مكتوب من الوزاره |
Bakanlığa göre, bu lanetlerin ne yaptığını görmek için küçüksünüz. | Open Subtitles | الوزاره قالت أنكم صغار جدا ... لتروا كم تحدث التعويذه منهم |