Ezberindeki müthiş tarifleri yazmak istediğini söylememiş miydin? | Open Subtitles | ألم تقل أنك تريد كِتابة الوصفات المميزة من ذاكرتك؟ |
Ama sadece reçete oranları üzerinde yoğunlaşırsak iki daha önemli noktayı gözden kaçırırız. | TED | ولكن مجرد التركيز على معدل الوصفات الطبية فالمخاطر تتجاهل نقطتان مهمتان. |
Bu tarifi yemek kitabımdan aldım. Ve hepsini pişme sürelerine göre listeledim. | Open Subtitles | عندي كتاب كامل عن الوصفات أحتفظ به، وقمت بتصنيفهم حسب المدة اللازمة للطهو |
Siz de evde oyun hamuru yapmayı denedinizse, her evde bulunan malzemeyle yapılan bu tarifler hepinize gayet tanıdık gelecektir. | TED | وهذه الوصفات معروفة لكل من حاول ان يصنع صلصال لعب في المنزل انه مكونات اساسية يملكها عادة الفرد في مطبخه |
evlere reçeteli ilaç teslimatı işi, onunla birlikte daha iyi yürür. | Open Subtitles | لـ توصيل الوصفات الطبية إلى المنازل وهذا يبدو أنه مجال تسويقها |
Geleneksel büyüme reçeteleri Afrika'da pek işe yaramıyor. | TED | لم تعمل الوصفات التقليدية للنمو في أفريقيا بشكل جيد جدًا. |
pirinç patlaklarıyla yapabileceğin bir sürü tarif veriyorlar. | Open Subtitles | يقومون بعرض مجموعة كاملة من الوصفات التي يمكن إعدادها باستخدام كريسبي الأرز |
reçeteler konusundaki inceleme arttı, bu iyi bir şeydi ancak satışları düşürdü. | TED | ازداد التدقيق حول الوصفات الطبية، وهو أمر جيد، لكنه أدّى لانخفاض المبيعات. |
Bu yeni tarifleri daha önce denemek hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أحب تجربة الوصفات الجديدة قبل الأجازة نفسها |
Hazır, pasta tarifleri veriyorken, o muhteşem limonlu kurabiyenin tarifini alabilirim. | Open Subtitles | بم أننا نتبادل الوصفات أود وصفتك الجميلة لفطيرة الليمون |
"Amerikan Aşçıları İçin Fransız tarifleri" Başlık berbat. | Open Subtitles | ــ الوصفات الفرنسية للطهاة الأمريكيين عنوان رائع |
Belki döndüğünde bize birkaç reçete yazdırabiliriz. | Open Subtitles | ربما من الممكن ان نحصل منة عندما يعودعلى تذكرة طبية بها بعض الوصفات الطبية لنا |
Donanmada çok fazla reçete yazılır bu kadar miktarda ilacı, kişisel kullanım için alması imkansız. | Open Subtitles | كتبت البحرية الكثير من الوصفات الطبية لذا الكمية التي كان يحصل عليها محال أن تكون للإستخدام الشخصي |
Her şeyi tarttım. Sadece birkaç tarifi değiştirdim. | Open Subtitles | .لقد وزنت كل شيء فقط استبدلت اثنتان من الوصفات |
Dönem sonunda, 27 çalışma arkadaşım içi ful yemek tarifi dolu 8 dergim ve D transkript ortalamam olmuştu. | Open Subtitles | و في نهاية الترم كان لدي 27 زميل دراسة و ثمان صحائف من الوصفات و تقدير ضعيف جداً |
Bunlar yemek pişirme derslerimde çocukların öğrendiği tarifler. | TED | هذه الوصفات التي يتعلمها الأطفال في صفوف الطهي التابعة لي |
İçinde bize tam olarak ne yapmamızı anlatan tarifler olsaydı. | Open Subtitles | يحتوي على الوصفات يخبرنا ما علينا فعله بالضبط |
ABD'de 65 yaşın üzerindekilerin yüzde 40'ı beş veya daha fazla reçeteli ilaç alıyor. | TED | أنتم تعلمون أن 40 بالمئة من البالغين في أمريكا هم فوق 65 وهم يداومون على خمسة أو أكثر من الوصفات الدوائية. |
reçeteleri araştırıyorsun, damgaları araştırıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تتقفّين الوصفات الطبيّة و الأختام البريدية |
Bu sadece büyük, yavan bir tarif yığını. | Open Subtitles | حسنا، إنها مجموعة كبيرة و مملة من الوصفات |
Uyuşturucu ilaçlar için olan tüm reçeteler masamın üzerinde. | Open Subtitles | كل الوصفات الطبية للأدوية المخدرة تأتي لمكتبي |
David, yemekler muhteşem. tariflerini paylaşmalısın. | Open Subtitles | ديفيد الطعام لذيذ للغاية عليك مشاركة الوصفات |
Aslına bakarsanız, tariflerin tümünü denemedim. Oldukça fazlaydılar. | Open Subtitles | حسنا، لم أفحص كل الوصفات لقد كان العدد كبيرا |
Bana Incantus ve terk edilmeye iyi gelen bir reçeteden başka bir şey bırakmadı. | Open Subtitles | تركني مع لا شيء سوى "إنكاتس"... وبعض الوصفات لأمور القلق. |
Ufak işbirlikçilerin hastalarımı sorguluyor, dosyalarımı karıştırıyor, reçetelere müdahale ediyorlar. | Open Subtitles | أتباعك يقومون باستجواب مرضاي يسرقون قوائمي ويعترضون على الوصفات الطبية |