Bunlar tüm resimler ve görüntüler Afrika'dan, ve daha iyi hale gelebilir. | TED | كل هذه صور من افريقيا, و يمكن أن يصبح الوضع أفضل بكثير. |
Söylemen lazım. O hepimizden daha iyi başa çıkar bununla muhtemelen. | Open Subtitles | هي قد تتعامل مع الوضع أفضل بكثير ٍ من أغلب الناس |
Nereye gidersek gidelim, umarım buradan daha iyi kokuyodur. | Open Subtitles | أتمنى أينما نذهب يكون الوضع أفضل مما هو عليه الآن |
Erkek arkadaşım..ben başkalarıyla da görüşmeye karar verdim, çünkü o bi yerlerde çalışıyor ve ben New York'ta olucam, belki de bu daha iyi olur. | Open Subtitles | صديقي و أنا قررنا أن نرى أناساً آخرين، لأنه يدرس في مكان ما و أنا هنا في نيويورك، و ربما هكذا الوضع أفضل |
Aslında Kitt'in içinde daha iyi olurum. | Open Subtitles | في الواقع ، أعتقد أننى أحب الوضع أفضل في مخبأ كيت |
Bundan daha iyi bitmesi gerekiyordu. Gitme, sana söylüyorum, bunu kaçırıyorsun. | Open Subtitles | يفترض أن ينتهي الوضع أفضل من هذا إبقي سيفوتك الكثير |
Bir gün boyunca, aşık olduğunu düşündüğü için daha iyi mi oluyor? | Open Subtitles | هذا يجعل الوضع أفضل لأنها كانت تظن إنها تحبة طوال اليوم |
Durumu senden ya da benden daha iyi biliyor. | Open Subtitles | وهو يعرف الوضع أفضل منك أو مني أو من أي شخص |
Kocaman elektrikli kapıların arkasında durmak daha iyi bir fikir gibiydi. | Open Subtitles | يبدو إنّ الوضع أفضل بكثير داخل البوابات المكهربة العملاقة |
Lütfen bana durumun dünden daha iyi olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريني أن الوضع أفضل مما كان عليه البارحة. |
Her zaman yanımda olmadın ama olduğun zaman daha iyi. | Open Subtitles | لم تكوني دوماً بصفي ، لكن سيكون الوضع أفضل بإنضمامك إلى صفي |
Bu büyük cüzdan olmadan daha iyi. | Open Subtitles | أتدري، الوضع أفضل بدون المحفظة الكبيرة. |
Yalnız gitsem daha iyi olur. Yalnız olacaksın zaten, | Open Subtitles | سيكون الوضع أفضل لو ذهبت وحدى ستكونين وحدك ... |
- Ne? Herkese kızgınlığını yansıtmasan belki daha iyi olacak. | Open Subtitles | لن يصبح الوضع أفضل بالغضب من الجميع |
Gelecek sene asla daha iyi olmayacak. | Open Subtitles | لن يصبح الوضع أفضل السنة المقبلة |
Maybelle Minimum Güvenlikli Hapishanesi Seni daha sık arayabilirim yani sonuçta yine hapiste sayılırım ama şimdi daha iyi bir yerdeyim. | Open Subtitles | ويمكنني الاتصال بك مرات أكثر أعني أنه لايزال سجنًا ولكن... الوضع أفضل هنا... |
Dışarı çıkmayınca daha iyi oluyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو الوضع أفضل عندما لا نذهب للخارج |
Sen varken her şey daha iyi, daha kolaydı. | Open Subtitles | كان الوضع أفضل وأبسط لما كنتَ هنا |
Sen buradayken daha iyi oluyor. | Open Subtitles | يكون الوضع أفضل بكثير عندما تكوني هنا |
Sen artı ben eşittir biz, bu daha iyi | Open Subtitles | الوضع أفضل حين يكون" "أنت وأنا نساوي فريق" |