"الوضوح" - Traduction Arabe en Turc

    • net
        
    • açık
        
    • belli
        
    • Netlik
        
    • Açıklık
        
    • berraklık
        
    • çözünürlüklü
        
    • çözünürlük
        
    • çözünürlükte
        
    • açıkça
        
    • apaçık
        
    • aydınlanma
        
    • netliği
        
    • berrak bir
        
    Bu adamı oldukça net hatırlıyorum... çünkü, kahverengi deri bir bavul taşıyordu. Open Subtitles انا اتذكر هذا الرجل بهذا الوضوح لأنه كان يحمل حقيبة جلدية بنية
    Bu düşünce kederinde, ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu net bir şekilde görebildim. TED وفي هذا التفكير في الحزن، استطعت أن أفهم فجأة بكتير من الوضوح كيف كنت دائما منعزلة بشدة.
    Biri; bu kadar basit bir molekül, beyinde nasıl bu kadar açık bir armut veya muz algısı yaratabiliyor? TED أولا، كيف يمكن لجزيء صغير كهذا من خلق إدراك بهذا الوضوح في ذهنكم بإجاصة أو موزة؟
    Daha önce bunun hakkında böylesine açık konuşmamıştım. TED لم أتحدث عن هذا الأمر بهذا الوضوح من قبل.
    Hakikaten çok güzel ve apaçık belli. Fakat durun ve bir düşünün... Open Subtitles كل هذا جميل ، وشديد الوضوح لكنلوفكرتفىالأمر..
    Ayrıca en hasta olduğum zamanlardaki Netlik hissini de özlemiştim. TED إنني أيضًا افتقدت إحساس الوضوح الذي امتلكته أثناء أحلك فترات إعيائي.
    Açıklık, mesuliyet, ölçme yerine, kişilikleri suçlarsak, verimli olmamaya bir de adaletsizliği ekleriz. TED عندما نلوم شخصياتهم فبدلاً من الوضوح والمسؤولية والقياس، نضيف الظلم على انعدام الفعالية
    Körelmiş hissettirecek ama berraklık onların ihtiyacı olan şey. Open Subtitles ستشعرين بالتبلد , لكن الوضوح هو ما يريدونه
    İlk kez, yüksek çözünürlüklü kameralar normalde insanlara görünmeyen çiçeklerin gizli desenlerini Open Subtitles للمرة الأولى، يُمكن لآلات التصوير عالية الوضوح منحنا رؤية للحديقة بعين نحلة
    Hintli olsan bile, bu çok açık ve net değildir. TED حتى لو كنت هنديا، فالأمر ليس بهذه الصراحة، ليس بهذا الوضوح
    Bu adamı bu kadar net hatırlamanıza sebep neydi, Bay Andrews? Open Subtitles ما الذى يجعلك تتذكر هذا الرجل بكل هذا الوضوح يا سيد اندرو ؟
    Durum bu. Birbirimizi hiçbir zaman şu an olduğu kadar net ve çıplak göremeyiz. Open Subtitles لن نرى بعضنا بنفس الوضوح كما نفعل في هذه اللحظة
    Zihnimizin sessizliğinde, daha açık fikirli ve empatik cevaplar hazırlamamıza yardımcı olan kendi korkularımızı ve yetersizliklerimizi duyarız. TED وبإسكات عقولنا، فنحن في الحقيقة نسمع مخاوفَنا وضعفنا، والذي يساعدنا على صياغة الجواب بمزيد من الوضوح والتعاطف.
    Çoğu zaman, bariz şeyler siz düşünene kadar o kadar da açık değildir. TED غالباً، الأمور الواضحة لم تكن بهذا الوضوح حتى تفكر بها.
    Bu kadar belli ederek oynanmaz. Olaya biraz derinlik katman lazım. Open Subtitles لا يجب أن يكون بهذا الوضوح بل يجب أن يكون اكثر عمقاً
    Yani belli ki aklımda basitçe bir cevap dolanıp duruyormuş Open Subtitles والذي من الواضح أنه الدليل الاخير ,الذي يؤدي الي الاجابة البسيطة الساطعة الوضوح
    Netlik istiyorsun ama Netlik bu işte bir lükstür. Open Subtitles تريد الوضوح الوضوح هو طرف في هذه الأعمال
    ve şimdi hayatımda anlamlı olan şeylere Açıklık kazandırdı. TED و جلبت الوضوح إلى الأشياء ذات المغزى في حياتي الآن.
    O zaman durup "berraklık dalgası" diye tanımlayabileceğim o anı bekliyordum. TED ثم انتظرت ما أسميه موجة الوضوح
    Yüksek çözünürlüklü çoklu-spektro algılayıcılar kullanıyor. Open Subtitles درجة الوضوح العالية، مجسات طيفية متعددة.
    çözünürlük çok net değil ama en azından adamımızın ne giydiğini biliyoruz tek yapmamız gereken... Open Subtitles شاهد ذلك ، لقد عاد. حسناً ، الوضوح ليس جيد، لكن نعلم الآن ماذا يرتدي مشبوهنا
    USB belleğin ulaşması birkaç gün alabiliyor; ama en azından yüksek çözünürlükte ve kesintisiz nitelikte ulaşıyor. TED قد يستغرق بضعة أيام للوصول إلى هناك، ولكن على الأقل فإنه يحصل هناك في عالية الوضوح وفي نوعية موثوق بها.
    Kafanın ve kalbinin olduğu yerde bunu açıkça belirtmiştin. Open Subtitles جعلت الأمر تام الوضوح حيث كان عقلك وقلبك
    Her şeyi apaçık söylemezsen, oyunu kaybedince daha çok keyfin kaçar. Open Subtitles حسنًا، سيكون قاتلًا للمتعة أكثر إذا خسرنا اللعبة، بسبب عدم الوضوح
    ve kesin kırılma anı vardır ve sonrasında gelen aydınlanma: Farklı bir yönden çalışmalıydık. TED وكانت هناك تلك اللحظة لانهيار مطلق، ثم من الوضوح: كان علينا أن نعمل بطريقة مختلفة.
    Evdeki bilgisayarımda netliği arttırıp bazı kareleri yakalamamıza yardımcı olacak bir program var. Open Subtitles لدي برنامج بكمبيوتري يالمنزل سيزيد من الوضوح ويُخرج زوائد الإطار
    berrak bir tutku: ihtiyacımız olan şeyin değişimi sağlamaya çalışmamız olmasıdır. TED الوضوح العاطفي: هذا ما أعتقد أننا نحتاجه لقيادة التغيير.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus