Sonra da öz farkındalık veya empati arttırma becerileri hakkında konuşurken yaptığımız bir tür esas uygulama yaparız. | TED | ثم لدينا نوع ما من الممارسة الأساسية التي نقوم به سواء كنا نتحدث عن الوعي الذاتي أو مهارات بناء التعاطف. |
Bu mucize kişiler bana hepimizin nasıl hakiki bir öz farkındalık kazanabileceği konusunda çığır açacak yenilikler öğrettiler | TED | لأن ما تعلمته من أحاديات القرن تلك قد يشكل اكتشافًا رائدًا يمكّننا جميعًا من إيجاد الوعي الذاتي الحقيقي. |
Bunu yapabilmek için öz farkındalık konusundaki en yaygın inançlardan birini yıkmamız gerekiyor. | TED | وللوصول إلى ذلك، سنحتاج أن نحطّم إحدى المعتقدات الأكثر شيوعاً فيما يتعلق بإيجاد الوعي الذاتي. |
Size burada, öz farkındalığa ulaşmaya çalışmanın boşuna zaman kaybı olduğunu söyleyecek değilim. | TED | أنا لست هنا اليوم لأخبركم أن السعي وراء الوعي الذاتي هو إضاعة للوقت. |
Ben, özfarkındalık dediğimiz bu tuhaf yinelenen özelliğin nörolojinin "Kutsal Kasesi" olduğunu düşünüyorum (İsa'nın son yemeğini Kutsal Kaseden yediğine inanılır) ve bir gün bu farkındalığın nasıl oluştuğunu anlayacağımızı umuyorum. | TED | وهذه الخصلة التكرارية المميزة التي نسميها الوعي الذاتي هي ما أعتقد أنها الكأس المقدسة في علم الأعصاب والأمل أنه في يوم من الأيام سنفهم كيفيتها |
Antropolog ve ahlak bilimci Dawn Prince Hughes'a göre insan olmanın koşulları bireysel farkındalığı kompleks duyguları anlama yetisini ve empati kabiliyetini ihtiva eder. | Open Subtitles | الأنثربولوجيا في عهد الأمير (هوكز آركوس) (أكيوز) قال أنّ الشخص) يعني الوعي الذاتي والقدرة على فهم المشاعر المُعقدة |
Önce, öz farkındalık dediğimiz şey neyin nesi? | TED | ما هو هذا الشيء الذي ندعوه الوعي الذاتي على أية حال؟ |
"öz farkındalık"tan doğan bütün paradokslarla ilintilidir. | Open Subtitles | لكن بكل التناقضات الناشئة عن الوعي الذاتي. |
Ayrıca bu bir öz farkındalık anıdır. | TED | وإنها أيضا لحظة من الوعي الذاتي. |
Unutmayalım, bizim öz farkındalık mucizelerinin ortak yönü yoktu sadece öz farkındalığın önemine inanıyorlar ve bunu gün be gün geliştirmeye kararlılardı. | TED | تذكّروا أن أحاديات القرن الخاصة ببحثنا لم يكن بينها أي عامل مشترك غير الإيمان بأهمية الوعي الذاتي والالتزام اليومي بتطويره. |
öz farkındalık arayışı asla ve asla bitmez. | TED | فالبحث عن الوعي الذاتي لا يتوقف أبدًا. |
Yalnız, başlangıçta "öz farkındalık mucizeleri" olarak adlandırdığımız bu kişileri hiç bulamayacağımızdan endişe duyuyorduk. | TED | والآن، بدايةً، كنّا في الواقع قلقين للغاية من ألا نجد مثل هؤلاء الأشخاص لدرجة أننا أطلقنا عليهم اسم "أحاديات القرن ذوات الوعي الذاتي." |
öz farkındalık bize güç verir. | TED | يمنحنا الوعي الذاتي القوة. |
(Kahkahalar) Ayna demişken başka biri şöyle söylemiş: "Geçmiş dikiz aynamıza çok dikkatli ve uzun bakarsak bir direğe bindirmemiz kaçınılmazdır." Hayatımın son dört yılını, öz farkındalık arayışıyla, aynalara, geriye veya başka tarafa bakan insanları inceleyerek geçirdim. | TED | (ضحك) وبالحديث عن المرايا، قال أحدهم: "إن أضعنا الكثير من الوقت بإمعان النّظر في مرآتنا الخلفيه، فإنه لا بدَّ لنا من الاصطدام بعمود إنارة ما." لقد أمضيت الأربع سنوات الفائتة في دراسة الأشخاص الذين ينظرون في المرايا، وإلى الوراء وغير ذلك في بحثهم عن الوعي الذاتي. |
Casey'in öz farkındalık sorununa bulduğu çözüm: | Open Subtitles | حل (كاسي) لمشكلة الوعي الذاتي |
Evet, bu kadar azımızın öz farkındalığa sahip olmasının bir sebebi var. | TED | نعم، هنالك سبب لكون القليل جدًا منّا يملك الوعي الذاتي. |
"Baksana! Öz farkındalığın nasıl?" diye sorsak ne olurdu sanıyorsunuz. | TED | ماذا تعتقدون كان قد حصل لو أنّي قلت: "مهلًا! ما درجة الوعي الذاتي لديك؟" |
Antropolog ve ahlak bilimci Dawn Prince Hughes'a göre insan olmanın koşulları bireysel farkındalığı kompleks duyguları anlama yetisini ve empati kabiliyetini ihtiva eder. | Open Subtitles | الأنثربولوجيا في عهد الأمير (هوكز آركوس) (أكيوز) قال أنّ الشخص) يعني الوعي الذاتي والقدرة على فهم المشاعر المُعقدة |