"الوفاض" - Traduction Arabe en Turc

    • eli
        
    • elim
        
    • elimiz
        
    • Elin
        
    • elleri
        
    • eliniz
        
    • ellerin
        
    • Ellerim
        
    Ama bu eve eli boş geldiğim anlamına da gelmiyor. TED ولكن هذا لا يعني أنني عدت إلى وطني خالية الوفاض.
    Kocam, eli boş dönerse senin kasten bizi yanlış yönlendirerek gerçeği sakladığını... Open Subtitles اذا رجع زوجي خالي الوفاض سأضطر لأعادة تفكير انت ضللتنا عن قصد
    Daniel, eli boş gibi bakıyorsun. Open Subtitles دانيال , أنت تبدوا بطريقة . غريبة خاوى الوفاض
    300 dolarım olursa, en azından eve elim boş dönmem. Open Subtitles لكنّ 200 دولار، تعني عدم العودة إلى المنزل خاويّ الوفاض
    Ona elimiz boş gidersek tabanlarımızı hapiste serinletmek zorunda kalırız. Open Subtitles إذا ذهبنا إلي خالين الوفاض سوف نكون ميتين في أقل من ثانية
    Her gece buraya bir bebekle geliyor, ve hep Elin boş dönüyorsun. Open Subtitles تأتي إلى هنا مع جميلة كل ليلة وتغادر خالي الوفاض دائماً
    ...elleri boş göndereceğinizi sakın söylemeyin bana. Open Subtitles تذهبان بعيدا من هنا خالي الوفاض عشية عيد الميلاد
    Üç gün yürüdükten sonra eve eli boş dönüyorlar. Open Subtitles ويعودون خالي الوفاض بعد ثلاثة أيام من الترحال
    Eğer eve koca götüremiyorsak hiç olmazsa eli boş dönmeyelim. Open Subtitles إذا لم نحضر معنا أي من الأزواج وذهبت هي للتسوق فعلى الأقل لن نعود خالي الوفاض
    Sen miydin, kadın umarım eli boş gelmenin iyi bir sebebi vardır. Open Subtitles إمراءة أتمني بأن يكون لديك أسباب مقنعة لعودتك خالية الوفاض
    Tamam, hafta sonu senin ama Pazartesi eli boş gelirsen, kapı dışarı edilirsin ona göre. Open Subtitles سأقول لك شيئا، سأمنحك الأسبوع لكن إذا عدت صباح الإثنين خاوية الوفاض فأنت مطرودة
    Sen de onu beş dakika içinde paketleyerek gönderdin. eli boş göndermedim. Open Subtitles وأرجعتها مليئة في خمس دقائق - بدون ان تكون خالية الوفاض -
    Annem de hep "bir yere eli boş gitmeyin" der. Open Subtitles ولطالما كانت أمي تقول لا تأتي خاليّ الوفاض.
    Markete gidip ne alacağını unutunca eli boş dönen sen değil miydin? Open Subtitles أسوء ما يمكن أن يحدث هو أن تذهب للمتجر وتنسى ما كنت ذاهبًا لشرائه وتعود عندها خالي الوفاض
    Abby DNA'sını sistemde arattı ve eli boş döndü. Open Subtitles آبى قامت بفحص حمضه النووى و جائت خاويه الوفاض
    Oraya vardığımda da kapatmışlardı ve elim boş olarak dönmek zorunda kaldım. Open Subtitles ,وعندما وصلت إلى هناك كان المستودع قد اغلق واضطررت للعودة خالي الوفاض
    - Eğer oraya elim boş gidersem ne yapabileceğini bilmiyorum. Open Subtitles --اذا ذهبت هناك خالي الوفاض , لا ادري ماذا سيفعل
    elim iyi olduğunda anlıyorlar. elim kötü olduğunda anlıyorlar. Open Subtitles يعرفون عندما أمتلك أوراق رابحة, و يعرفون عندما أكون خالي الوفاض
    Ve biz elimiz boş bir şekilde eve erkenden gittik. Open Subtitles وجميعنا نذهب لمنازلنا مبكرا خالين الوفاض.
    En azindan Elin bos ayrilmadin. Open Subtitles علي الأقل لم تغادري خالية الوفاض
    Kim soruyu çözebilecek, kim elleri boş dönecek veya elindekileri arttıracak, ya da kim baskıya dayanabilecek diye. Open Subtitles منسيحلشفرةالسؤال، من سيعود خالي الوفاض. ومن سينهار تحت وطأة الضغط؟
    Buraya eliniz bos geliyorsunuz ve benden yardim istiyorsunuz? Open Subtitles انتم اتيتم اليّ، خالين الوفاض وتريدون مساعدتي؟
    Sen de ellerin boş çıka geliyorsun, çünkü beyaz oğlan Carlitos'u yenemedi. Open Subtitles وأنت تظهر خالي الوفاض نظرا لضربك الناقلة لا يمكنك أن تنتصر على كارليتوس
    Ellerim bos donmek zorunda birakma beni. Lutfen bunu yapma. Sana yardim etmek istiyorum. Open Subtitles لا تجعلني أعود خالي الوفاض لا تفعل هذا , أريد أن أساعدك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus