Bence büyük Maniac'ın yeniden yakıt almak için zamana ihtiyacı var. | Open Subtitles | أعتقد المعتوه الكبير يَحتاجُ الوقتَ للتَزْويد بالوقود. |
Hislerini çözmekte zorluk çektiğini ve düşünmek için zamana ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ انهُ كانَ في نزاعٍ معَ مشاعرهِ وإحتاجَ الوقتَ للتفكير |
- Zamanımız bitene kadar bizi idare edecek miktarda nakdimiz var. | Open Subtitles | سيظل فيه الكفاية ليَبقينا معنا سيولة حتى يدورْ الوقتَ للوراء. |
Sizi rahatsız ettim biliyorum ama Zamanımız tükeniyor. | Open Subtitles | لقد أهنتُكما، لكنّ الوقتَ يُداهمُنا |
Vakit bitene kadar bizi idare edecek bir miktar olur. | Open Subtitles | سيظل فيه الكفاية ليَبقينا معنا سيولة حتى يدورْ الوقتَ للوراء. |
Oturmanın sırası değil Arthur! | Open Subtitles | إنه لَيسَ الوقتَ المناسب ! للجُلُوس هنا ، آرثر! اركض |
Baba, seninle konuşmak istediğim bir şey var. Ama şimdi vakti değil. | Open Subtitles | لكن هناك شيء أَحتاجُ للكَلام إليك حول، لكن الآن لَيسَ الوقتَ. |
Gücümüzü toplamak için zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نَحتاجُ الوقتَ لإسْتِعْاَدة قوّتِنا. |
zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | سَأَحتاجُ الى مزيد من الوقتَ |
Hazırlanmak için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | 00. أَحتاجُ الوقتَ للِبس. |
Düşünmek için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | فقط أَحتاجُ الوقتَ لتفكير |
Sadece zamana ihtiyacı var. | Open Subtitles | فالأمر يحتاج الوقتَ فحسبَ |
Korktuğunu biliyorum ama Zamanımız azalıyor. | Open Subtitles | أعلمُ أنكِ خائفة لكنّ الوقتَ يداهمنا |
Zamanımız tükeniyor, dedektif. | Open Subtitles | إن الوقتَ ينفد منّا أيّها المُحقّق. |
Zamanımız azalıyor. | Open Subtitles | إنّ الوقتَ ينفد منّا. |
Anladığım kadarıyla Benjy ile çokça Vakit geçiriyorsun. | Open Subtitles | لذا، أَفْهمُ بأنّك كُنْتَ إنفاق الكثير مِنْ الوقتَ مَع بنجي. |
Birlikte mümkün olduğu kadar çok Vakit geçirmek istiyoruz. | Open Subtitles | نُريد تمضية أكبر قدر ممكن من الوقتَ معاً |
Vurulmuş... ve kaçmaya çalışıyor olsaydım, emniyet kemerimi takmakla Vakit geçirmezdim. | Open Subtitles | تَعْرفُ، إذا أصبحتُ مضروباً وأُحاولُ إفْلات، لَنْ أَستغرقَ الوقتَ لوَضْع حزامِ مقعدي على. |
Hakkında bildiklerim düşünülürse... beni reddetmenin, ne yeri ne de sırası. | Open Subtitles | بالمعلوماتِ أنا عِنْدي عليك... الآن لَيسَ الوقتَ أَو المكانَ لحِرماني أيّ شئِ. |
Kahvaltı Kulübü filminden alıntı yapmanın sırası değil. | Open Subtitles | الآن لَيسَ الوقتَ للإقتِباس من " نادي الفطورَ" |
Umudunuzu kaybetmenin sırası değil. | Open Subtitles | هذا لَيسَ الوقتَ لفَقْد الأملِ. |
Çocuklar, benim yorumumu denememizin vakti geldi. | Open Subtitles | يا شباب، أظنّ أنّ الوقتَ قد حان لتجربة بعض التّفسير |
Benim yokluğumda işler kötüye gitmiş. Sence de olanları arkamızda bırakmanın vakti gelmedi mi? | Open Subtitles | ساءتِ الأمورُ مُذ رحلتُ، ألا تظنّ الوقتَ حان لنضعَ ما حدث وراءنا؟ |