Bazen Onunla vakit geçirmeye gittiğimde, onun dikkati ve zamanını almak zor olurdu. | TED | وأحياناً عندما أذهب لقضاء الوقت معها ، يكون علي من الصعب الحصول على انتباهها ووقتها. |
Onunla vakit geçirmek hoşuma gidiyor. Ön tarafta buluşalım? | Open Subtitles | وأتمتّع بإنفاق الوقت معها قابليني بالخالرج |
Ve gitmeden önce Onunla vakit geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | و أيضاً أود أن أقضي بعض الوقت معها قبل أن أرحل |
Hâlâ bağ kurabiliyor muyum diye görmek için onunla zaman geçirmemi istedin. | Open Subtitles | لقد أردتَني أن أقضي الوقت معها لترى إن كنتُ ما أزال قادرةً على التواصل |
onunla zaman harcamayı bıraktın. Onu hayatının dışına ittin. | Open Subtitles | وتوقـّفت عن قضاء الوقت معها لقد أخرجتها من حياتك |
Tahminim başkasıyla zaman geçirdiğin için onunla zaman geçirmediğini düşünüyor. | Open Subtitles | تخميني أنّها تحسبكَ لا تريد قضاء الوقت معها لأنّكَ تقضيه مع شخصٍ آخر |
Randy onla zaman gecirmek icin zaman yaratıyor. | Open Subtitles | كان راندي يختلق الأعذار لقضاء الوقت معها |
Onunla vakit geçirmeden onu tanıyamazsın. | Open Subtitles | لن تعرفيها جيدا الا اذا قضيت مزيد من الوقت معها |
Onunla vakit geçirmek için deli olmak gerek. | Open Subtitles | لابد و أن تكون فاقداً لصوابك إن أردت قضاء الوقت معها |
Babaannen Onunla vakit geçirmediğin için bencillik yaptığını söylüyor. | Open Subtitles | جدتك تعتقد أنكِ أنانية لأنك لاتقضين الكثير من الوقت معها |
Onunla vakit geçirmenin, onu öpmenin onunla eğlenmenin mi önemli olan şey olduğunu sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد قضاء الوقت معها, تبادل القبلات معها تستمتع معها, تعتقد هذا هو كل شئ؟ |
- Onunla vakit geçirebilmemin tek yolu bu. | Open Subtitles | أنها الطريقة الوحيدة التي أستطيع قضاء بعض الوقت معها هل هذا صحيح؟ |
- Onunla vakit geçirebilmemin tek yolu bu. | Open Subtitles | إنها الطريقة المنطقية الوحيدة لأتمكن من قضاء الوقت معها |
Ama onunla zaman geçirmek zorundayım ve seninle zaman geçirmeyi de çok istiyorum ama-- | Open Subtitles | لكن تعرف عليّ ان اقضي بعض الوقت معها وانا اريد بكل قوة ان اقضي وقتا .. معك لكن |
Tüm bu partiyi vermemin sebebi onunla zaman geçirebilmek. | Open Subtitles | السبب الوحيد لإقامتي هذه الحفلة لأقضي الوقت معها |
Annem çok hastalandı, onunla zaman geçirmek ve destek olmak için döndüm. | Open Subtitles | أجل، أمي مرضت بشدة فرجعت لأمضي بعض الوقت معها |
'onunla zaman geçirmek, yalnızlığımı unutmamı sağladı.' | Open Subtitles | لقد سررت بلقائك كنت أنسي وحدتي عند قضاء بعض الوقت معها |
Bu yüzden onunla zaman geçirmelisin. | Open Subtitles | لهذا يجب أن تمضي بعض الوقت معها |
Çünkü birden bire kapımızda belirip, ona çiçek getirip onunla zaman geçirmeye başladı. | Open Subtitles | لأنّه فجأةً ظهر ...في بيتنا ليقضي الوقت معها |
Emekli olduktan sonra onla zaman geçirmek istemiş. | Open Subtitles | قال أنهُ كان يريد أن يقضي بعض الوقت معها بعد أن يتقاعد |
Emekli olduktan sonra onla zaman geçirmek istemiş. | Open Subtitles | قال أنهُ كان يريد أن يقضي بعض الوقت معها بعد أن يتقاعد |
Küçükken onunla ve babasıyla çok zaman geçirirdim. | Open Subtitles | نعم، وكنت أقضي الكثير من الوقت معها ومع أبّيها قبل أن يرحل. |