| Biri ona bir şeyi yapamayacağını söylediğinde tepeden atlayacak çocuk. | Open Subtitles | نفس الولد الذى سيقفز من فوق جبل اذا تحداه احدهم |
| İtirafta bulunan çocuk? Belki bunu yapması için ona para vermişimdir. | Open Subtitles | مثل الولد الذى اعترف, ربما اعطيته المال للقيام بهذا |
| onu evlenmeyi istediği çocuk öldürdü. | Open Subtitles | يبدو أن الولد الذى أراد أن يتزواجها هو الذى قتلها قتلها |
| Kuyuya düşen çocuk. Sadece bir oyun olduğunu nereden bildin? | Open Subtitles | الولد الذى كان في البئر من اين عرفت انها كانت مزحة |
| Kahvemi getirecek çocuk nerede? | Open Subtitles | أين هذا الولد الذى سيجلب لى القهوة باللبن؟ |
| Romeo'nun Kız arkadaşı'ndaki çocuk kimdi Sara Novak? | Open Subtitles | منْ الولد الذى يعرف صديقة روميو، وسارة نوفاك؟ |
| Havuz evinde yaşayan çocuk, otel süitindeki çocuk için beni mi uyarıyor? | Open Subtitles | ... الولدالذىيعيشفيمنزلحمامالسباحة يحذرنى من الولد الذى يعيش فى جناح فى فندق ؟ |
| 'Lifebuoy' ülkeye yeni bir hayat veren çocuk. | Open Subtitles | لايف بوي الولد الذى يعطي الحياة للدولة بأكملها |
| çocuk şifacı olduğu için ona saldırdın. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك بسبب الولد الذى تم علاجه بعد ان هاجمته . |
| Tanıdığım adam, senin hatırladığın çocuk değil. | Open Subtitles | الرجل الذى أعرفه ليس الولد الذى أتذكره |
| Sorgu odasındaki çocuk bir Ranger istedi. | Open Subtitles | الولد الذى نحن بصدد تحقيق معه يطلب حارس |
| Evimi yakan çocuk bu demek. | Open Subtitles | هذا هو الولد الذى أحترق أسفل منزلى |
| Aslında, bu sana bahsettiğim çocuk. | Open Subtitles | حقاً ، هذا . هو الولد الذى أخبرتك عنُه |
| Evet, Gibbs'in yardım etmeye çalıştığı çocuk. | Open Subtitles | نعم ، الولد الذى كان يساعده جيبس |
| - O yedi yıldır sevdiğin çocuk. | Open Subtitles | - انه الولد الذى أحببته لسبع سنوات |
| Odunluğun orada baltayla öldürülen çocuk Roy'un oğluymuş. | Open Subtitles | الولد الذى مات كان ابن روي |