Ya yahni yapacaktım ya da sokaklarda uyuşturucu arayacaktım. | Open Subtitles | فكان علّي إما أن أصنع اليخنة أو أذهب الى الشارع لكي أتصيد |
Eski bir şey, yeni bir şey, ödünç bir şey, ve yahni bir şey. | Open Subtitles | شئ قديم شئ جديد شئ مختبئ وشئ من اليخنة |
Gelin ve alın. - Gumbo! | Open Subtitles | تعالوا وإحصلوا عليها اليخنة |
Ayrılmaya çalıştım ama şahane bir Güveç yapmış. | Open Subtitles | حاولت الانفصال عنها، لكنها أعدت لي تلك اليخنة المذهلة. |
Ama ben pazar akşamından kalan Rostoyu ısıtmayı planlıyordum. | Open Subtitles | لكنني كنت أخطط لتسخين اليخنة من مساء الأحد |
Sana Amerikan tas kebabı. | Open Subtitles | إنـها اليخنة الأمريكية لك |
Bu yahni iyice eriyene kadar pişmesi lazım. | Open Subtitles | هذه اليخنة يجب أن تكون قد نضجت |
Bir tür yahni. | Open Subtitles | إنها من أنواع اليخنة |
Howard ile yahni için bir tarif geliştirdik. | Open Subtitles | طورتُ أنا و(هاورد) الوصفة لتلك اليخنة. |
- Gumbo hazır, beyler! | Open Subtitles | اليخنة جاهزة يا رفاق ! |
Güveç kokusunu bastırır. | Open Subtitles | سيزيل ذلك رائحة اليخنة عن يدَي. |
Acıkıtan, Güveç artıkları var. | Open Subtitles | لو أنت جوعان عندك بعض اليخنة. |
Güveç çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | أحب حقاً هذه اليخنة. |
Rostoyu unut. Ee ne diyorsun? | Open Subtitles | دعك من اليخنة ما رأيك إذن؟ |
Hey, tas kebabı çocuğuna bakın. | Open Subtitles | أنظروا إلى فتى اليخنة |