Ardından anladım ki, bugün üzerinde çalıştığımız teknolojinin beş yıl içresinde, 10 yıl içerisinde nasıl görüneceğini derinlemesine düşünmeliydik. | TED | ادركت ذالك الحين ان علينا التفكير بعمق في التكنولوجيا التي نعمل بها اليوم في الخمس أو العشر سنين القادمة |
bugün başka konuşmacılar da göreceksiniz, şimdiden biliyorum, çarpıcı şeylerden bahsedecekler, ve, tabii ki, teknolojide asla böyle olmaz. | TED | أعرف أنكم ستشاهدون اليوم متحدثين آخرين، سيتحدثون عن أشياءَ تقصم الظهر؛ لكن مع التكنولوجيا، بالطبع، لا يحدث مثل هذا. |
O gün iyi haberler aldım ve bugün burda kanserden kurtulmuş olarak duruyorum, yardıma ihtiyaç duymadan yürüyorum ve sekerek ilerliyorum. | TED | لقد تلقيت اخبارا جيدة ذلك اليوم انا اليوم قد شفيت تماما من السرطان وانا اسير بدون اي مساعدة واتامل بمستقبل مشرق |
Bence bugün sonuç kadar önemli bir şey de, yapış şekliniz. | TED | افكر,اليوم, بمقدار اهمية نتائج عملك بمقدار الكيفية التي تنجز بها العمل, |
bugün, İsveç'te ve diğer zengin ülkelerde, insanlar pek çok farklı makineler kullanıyorlar. | TED | اليوم .. في السويد .. وفي الدول الغنية الناس تستخدم العديد من الآلات |
bugün görüyoruz ki çok farkı kök hücre türleri var. | TED | اليوم ندرك أن هنالك كمية كبيرة من الخلايا الجذعية المختلفة. |
Ama bugün bu üç görsel olmayan kullanıcı arayüzü hakkında konuşacağım. | TED | ولكن اليوم سنقوم بالحديث عن ثلاثة من واجهات المستخدم غير المرئية. |
bugün bile, artık her sorununız olduğunda doktora gitmek zorunda değilsiniz. | TED | أصلا اليوم ، ليس عليك الذهاب إلى الطبيب في عدة حالات. |
bugün de yaşanabilir bir gelecek yaratmak için aynı sıçramaya ihtiyacımız var. | TED | اليوم يجب ان يكون ذلك التفكير البعيد المدى لاجلنا لننشئ مستقبل منظور, |
Bu yüzden, bugün sosyal medya gölgesinde genç insanlar hakkında konuşmak istiyorum. | TED | لذا اليوم أريد أن أتحدث عن الشباب من خلال وسائل الاعلام الاجتماعية. |
bugün burada silahın barış ve istikrar sağlamak için nasıl kullanılabileceğini anlatacağım. | TED | انا أقف هنا اليوم لكي اخبركم عن استخدام السلاح كأداة للسلام والاستقرار |
Teröristler bugün elimizde mevcut olan teknolojiler ile neler yapabilirler? | TED | ماذا يمكن أن يصنعه الإرهابيون اليوم مع التكنولوجيا المتاحة لدينا؟ |
Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. | TED | لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج. |
bugün bir çocuğun Playstation'u 1996'dan kalan askeri üstün bilgisayardan daha güçlüdür. | TED | بلاي ستيشن لطفل اليوم أقوى من حاسب عسكري عظيم من عام 1996. |
Fakat ne yazık ki sağlığı bugün buraya gelmesine izin vermedi. | TED | ولكن للأسف، لم يُسمح لها أن تأتي اليوم نظراً لحالتها الصحية. |
bugün öğrendik ki, aslında, kirlilik ve emisyonu azaltma kâr getiriyor. | TED | تعلمنا اليوم أنه في الواقع تخفيض التلوث والغازات الملوثة يولد الربح |
Bazı insanlar bugün hala eşit haklara sahip olmadıklarını tartışabilirler. | TED | بعض الناس قد يجادل بأن اليوم لا يوجد حقوق متساوية |
bugün sizlere en sevdiğim oyunu öğreteceğim. Çok Oyunculu Kitlesel Parmak-Güreşi. | TED | سأعلّمكم اليوم كيفيّة لعب لعبتي المفضّلة: مصارعة إبهام شديدة تعدّد اللاعبين. |
Renk ertesi gün yıkayarak çıkarılıyor ancak, o anda bu onların güzel bozulmaları. | TED | وبينما تزول الألوان في اليوم التالي، إلا أن هذه اللحظة، تشكل اعتراضهن الجميل. |
Çocukların birkaç fotoğrafını çektim, sonraki gün posterlerle çıkageldim ve onları yapıştırdık. | TED | فقط التقطت بعض الصور للاطفال, وفي اليوم التالي جلبت الملصقات وبدأنا لصقها. |