Eski Yunanlılar ölümsüz tanrılarının zayıflıklarını ortaya vurmaktan çok hoşlanırlarmış. | Open Subtitles | اليونانيون القدماء استمتعوا بالتظاهر بعدم وجود النواقص في آلهتهم الخالده |
Eski Yunanlılar ve Amerika'nın yerlileri kızılderililer ise, saplı bir tava yerine büyük bir ayının kuyruğunu gördüler. | Open Subtitles | وهو ذيل لدب كبير وهو ما رآه اليونانيون القدماء والهنود الحمر بدلا من الملعقة أو المحراث |
Eski Yunanlılar cehennemin bir ateş ve kor yeri değil de aralıksız kar yağan bir yer olduğuna inanırdı. | Open Subtitles | اليونانيون القدماء كانوا يعتقدون أن الجحيم هو عبارة عن مكان به نار وكبريت لكن هنا يوجد الثلج والجليد |
Ondan öncekiler; neredeyse Antik Yunan'a kadar, aynı soruyu sordular. | Open Subtitles | آخرون قبله، عودةً إلى اليونانيون القدماء على الأقل، طرحوا السؤال ذاته. |
Antik Yunan'da, iki insanın yaptığı tek şey dedikoduydu. | Open Subtitles | فعند اليونانيون القدماء كانت الثرثرة هي ... الطريقةالوحديةلشخصينأن |
İlk Eski Yunanlılar keşfetti. | Open Subtitles | كان اليونانيون القدماء هم من اكتشفوه لإول مرة |
Eski Yunanlılar, Tanrıların insanı kilden yarattığına inanıyordu. | Open Subtitles | آمن اليونانيون القدماء بأن الآلهة قدّ شكلت الإنسان من الطين |
Sen Eski Yunanlılar değildir. | Open Subtitles | أنتم لستم اليونانيون القدماء. |