Bu MaKey MaKey devresi, şimdi en başından önünüzde kuracağım düzeneği. | TED | هذه دائرة ماكيي ماكيي سأقوم بتركيبها من البداية امامكم. |
Dahası, bu tören de kandırmaca... çünkü önünüzde duran şu adam... | Open Subtitles | ماذا اكثر من ان جميع هذه الرسميات هي خدعه لان هذا الرجل الواقف امامكم |
Çıktığım yolda diğerlerinin ne dediği, ne düşündüğü umurumda değil, ama sizin... sizin önünüzde... | Open Subtitles | يا صاحبي.. الطريق الذي علي انا اخذه.. انا لا اهتم بالذي يقوله او يفكر به الآخرون, و لكن معكم انتم , امامكم انتم |
Bugün karşınızda daha kel bir adam olurdu. | Open Subtitles | وبعد ذلك سيصبح رجلا اصلعا يقف امامكم اليوم |
Biliyorum ki hükümet tüm bu kanıtları sizin önünüze getirmek için çok uğraştı. | Open Subtitles | انا اعلم ان الحكومة تحاول اظهار جميع الأدلة امامكم |
Jüri üyeleri, önünüzdeki sanık sandalyesindeki kadın bir yabancı. | Open Subtitles | اعضاء المحلفين, المرأة التى امامكم على المنصة, هى اجنبية |
önünüzde kartvizitleriniz var. | Open Subtitles | والان يجب ان تجدو امامكم بطاقات الاعمال الجديدة الخاصة بكم |
Hayat değiştiren olay konuşmamı bitirdim. Sanırım bu sefer zımbaladım, ve sizin önünüzde denemek istiyorum. Mecbur muyum? | Open Subtitles | حسنا انهيت خطابي عن حدث غير حياتي اظن انني نجحت واريد ان اتدرب امامكم هل علي فعل هذا؟ |
Bu yüzden burada, önünüzde doğrularla duruyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا أقف امامكم لأجل الحقيقة إنه ليس سرّ الأسابيع الماضية |
Bu kolay bir görev değil ve önünüzde birçok tehlike var. | Open Subtitles | انها ليست مهمة بسيطة والعديد من المخاطر امامكم |
Bakın çocuklar, önünüzde halletmeniz gereken bir sürü iş olacak. | Open Subtitles | حسنا , اسمعا , شباب , سوف يكون هناك الكثير من العمل امامكم |
Ve ben burada sizin önünüzde dururken, ve bunları izleyen tüm insanların karşısında, karşılaştığım herkes adına heyecanlıyım, çünkü bir araya gelebilmemiz için bir şans var, hepimizin birlik olması için, ve mühim konulara karşı bilinci arttırmak için, bireyler tarafından oluşturulan bir şansımız var. | TED | وعندها اقف هنا امامكم جميعا وأمام الناس الذين سيشاهدون هذه الاشياء انا متشوق . بالنيابة عن كل شخص قابلته لوجود امكانية ان نجعل عالمنا كله يتحد وبأنه يمكننا ان نكون مع بعضنا يدا واحدة وبانه يمكننا رفع مستوى الوعي حول القضايا الرئيسية التي اثارها الافراد |
Ve sizin önünüzde durmamın sebebi bu. | TED | وبسبب ذلك اصبحت اقف امامكم اليوم |
önünüzde en alışılmamış hastalardan birisi duruyor. | Open Subtitles | كما ترون امامكم حالة فريدة من نوعها |
Ben ben minnettarım burada, sizin önünüzde olduğum için. | Open Subtitles | انا.. ممنون جداً بأن اقف امامكم اليوم |
Ama ben sadece sizin önünüzde mahcup oldum. | Open Subtitles | انا فقط اشعر بالحرج امامكم انتم |
...karşınızda bu ülkenin, şu ana kadar gördüğü en vahşi ve en kana susamış suçlusu duruyor. | Open Subtitles | امامكم الان واحد من الحقراء ، واحد من اكثر المتعطشين للدماء الذى رأتهم هذه البلاد |
Bugün karşınızda sizlere saklanma zamanının bittiğini söylüyorum. | Open Subtitles | حسنا.. انا اقف امامكم اليوم لاقول ان وقت الاخفاء قد انتهى |
Bunun benim için karşınızda durup size vaaz vermekten daha öte bir şey olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | وهذا اكثر مما استطيع قوله عني وانا اقف هنا امامكم أعظكم ببساطة |
Size karşı, bildiğim bütün gerçekleri, önünüze sermeliyim. | Open Subtitles | ينبغى ان اعرض الوقائع امامكم كما اعرفها |
Sessiz olun. önünüze bakın. | Open Subtitles | الهدوء، انظروا امامكم |
Kaptan işaret verdiğinde, kollarınızı önünüzdeki koltuğa kavuşturun. | Open Subtitles | عندما يعطى الطيار الاشارة تمسكوا جيداً بظهر المقعد الذى امامكم هكذا |