Masum bir kadını öldürdün. Bundan dönüş olmaz. | Open Subtitles | فلقد قتلتَ امرأةً بريئة ولايوجد مفرّ من ذلك |
Bir başka kadını daha bombaların arasına atmayacağım, tamam mı? Hadi. | Open Subtitles | لن أُقرّبَ امرأةً أخرى إلى قنبلة، مفهوم؟ |
Çok basit bir soruyu sormaya başladım. Senin için iyi bir adam veya iyi bir kadın olmak ne demek? | TED | لذا بدأت أطرح سؤالا جدّ بسيط ماذا يعني لك اليوم أن تكون امرأةً جيِّدة أو رجلاً جيداً؟ |
Beni bu delik gibi beni tatmin edebilecek gerçek bir kadın asla bulamadım. | Open Subtitles | يُمكنُ ألا أجِدَ امرأةً حقيقيةً تُرضيني كما تفعلُ هيَ |
Elinden her iş gelen bir gezgin işitme engelli bir kadına ilk kelimesini öğretiyor. | TED | حرفيٌّ رحّال يعلم امرأةً صماء كلمتها الأولى في مزرعةٍ عتيقة. |
Hiç başka bir kadınla para için güreştinmi? | Open Subtitles | هل صارعتى من قبل امرأةً أخرى من أجل جوائز؟ |
Çok rahatsız bir kadındı. | Open Subtitles | كانت لديّ أمٌّ، كما هو حال الجميع كانت امرأةً مضطربةً جدّاً |
16. yüzyılda sadece kadın oldukları için kaç masum kadının öldürüldüğünü biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين كم امرأةً بريئة قتلت في القرن السادس عشر وحده |
Adam kadını öldürmek için binaya giriyor, sonra bir kadını rehin alıyor, silahını sana doğrultuyor, bunu yaptım çünkü bunu yapmak için eğitildim. | Open Subtitles | ذلك الشاب دخل مبنى وأردى امرأةً قتيلة وأخذ أخرةً رهينة وصوب مسدسه عليك عملتُ ما وُظّفت ودُرّبت لأجله بحقك |
O kadını soğukkanlılıkla öldürdün. Kan kaybederken bir şey yapmadın. | Open Subtitles | قتلتِ امرأةً دون أن يطرف لكِ جفن، تركتِها تنزف حتّى الموت ولم تحرّكي ساكنًا |
Senin gibi bir kadını götürdüğümüzde, ve seni yalnız başına soğuğa atar, geniş, dünya, | Open Subtitles | عندما تُرمى امرأةً مِثلكِ، و تندفع للخروج وحدها في البرد، بِأنحاء، العالم، |
Mazur görün Sayın Yargıç ama dul kadını kim alır, deyin hele bana? | Open Subtitles | اعذرني سيادتك لكن أخبرني من يريدُ أن يتزوج امرأةً مُطلقة؟ |
Umarım bir kadını öpmek konusunda ne kadar şanslı olduğunun farkındasındır. | Open Subtitles | أرجو أن تدرك كم كنت محظوظا كونك قبّلتَ امرأةً يوماً |
Bu çarşamba, bir kadın başka bir kadına biraz daha az geri zekalı gibi ses çıkarmayı öğretecek. | Open Subtitles | هذا الأربعاء , امرأه واحدة ستعلم امرأةً أخرى أن يبدو صوتها أقل تخلفاً |
Bu da onu benim gözümde, olağanüstü bir kadın yapıyor. | Open Subtitles | وهذا الأمر بالنسبة لي، يجعلها امرأةً رائعة |
İnsanlara etrafta yeşil derili bir kadın görüp görmediklerini sorarak başlamayı önerebilir miyim? | Open Subtitles | أقترح أنْ نبدأ بسؤال مَنْ رأى امرأةً خضراء البشرة تتجوّل |
Hiç tanıdığım bir kadına tecavüz etmedim. | Open Subtitles | تعلم، أنا لم أغتصِب امرأةً أعرِفُها أبداً |
Hamile bir kadına basit bir ameliyat yaptım ve batırdım. | Open Subtitles | لقد أدخلتُ امرأةً حبلى لعمليّةٍ بسيطة وأنجزتُها كيفما اتّفق |
Böylelikle arkadaş arayan bu yabancı, onu Yunan Sirenleri gibi büyüleyip kendi ölümüne sürükleyecek olan bu kadınla tanışır. | Open Subtitles | و هكذا الغريبُ الباحثُ عن رفقة، يجدُ امرأةً. تماماً كجنيّات البحر في العصور الغابرة. |
Benim için sorun başka bir kadınla yatması değil anlıyor musun? | Open Subtitles | ليس الجلل أنه ضاجع امرأةً أخرى تفهمين؟ |
Neyse. Senin tarzın değil zaten. Çok renkli giyinen bir kadındı. | Open Subtitles | أجل، لا، لا تطابق أسلوبكِ، فهمتُ كانت امرأةً تحبّ الملابس الغنيّة بالألوان |
Burada hiç bir şey yapmadan durup hamile bir kadının ölmesin mi seyretmeliyim? | Open Subtitles | أتريد مني أن أبقى هنا وأراقبهم يقتلون امرأةً حُبــلى؟ |
Koyu tenli bir Latina sergilemenin gururu, bir siyahi kadın, saçını düzleştirdiğin büyük bigudili saçlarla, belki bu beyaz güzellik ölçütlerine bir selam. | TED | الفخر بعرض لاتينية داكنة البشرة، امرأةً سوداء. شعرها ملفوفٌ بالبكرات الكبيرة التي تملّس شعرك، ربما إشارة إلى معاير الجمال البيضاء. |