Mesela üremenin gerçekleriyle baş eden, genç bir kadın hakkındaki komedinin satmayacağına. | TED | أن كوميديا عن امرأة شابة تتعامل مع الواقع التناسلي لا أستطيع البيع |
En güzel çağında genç bir kadın, yaşamından, ailesinden oluyor. | Open Subtitles | امرأة شابة فى مقتبل العمر تُحرم من حياتها وبصرها وعائلتها |
Hindistan'da genç bir kadın olmak gerçekten nasıl bir şey? | TED | كيف تكون حقاً حياة امرأة شابة في الهند؟ |
genç kadın bir eyaletten diğerine götürülür. Dinlenme yerinden başka bir dinlenme yerine. | Open Subtitles | امرأة شابة تنتقل من ولاية الى ولاية من محطة شاحنات الى محطة آخرى |
Omar, adamlarından birinin, seni deponun dışında başka birisi ile görmüş olduğunu söyledi genç bir kız ile. | Open Subtitles | قال عمر أن أحد رجاله راّك مع شخص ما خارج مقرهم امرأة شابة |
genç bir kadın ise, hayatındaki hedefinin bir fast food restoranında çalışmak olduğunu söylemişti. | TED | أو امرأة شابة تخبرني بأنه يوجد لديها هدف لمدى الحياة ، بأن تعمل في مطعم وجبات سريعة. |
"Erkekler bundan tiksiniyor gibi davranıyorlar," bunu genç bir kadın söyledi. | TED | "تصرف الشباب مثل وكأنهم يشمئزون منه" هذا ما قالته امرأة شابة. |
Delhi, Lucknow gibi muhafazakar şehirde eşcinsel genç bir kadın olduğunuzu hayal edin. | TED | تصور أنك امرأة شابة مثلية في مدينة محافظة نسبيًا مثل لوكناو، التي تقع بالقرب من دلهي. |
Bu parçada, Nijerya'dan bahseden genç bir kadın var orada mutlu olacağını düşünen bir kadın. | TED | كان الجزءالأول، حقيقة، هناك امرأة شابة تتحدث عن نيجيريا، إذ لديها إحساس بأنها ستكون سعيدة هناك. |
genç bir kadın gördün mü Hollywood filmlerinde oynayanlara benzeyen bir kadın? | Open Subtitles | هل رأيت امرأة شابة في هذه الأرجاء تشبه نجمات هوليوود بالألوان؟ |
Uzun zaman önce genç bir kadın dünyaya geldi ağabeyleri ve ablaları gibi. | Open Subtitles | منذ زمن طويل امرأة شابة انفجرت الى العالم مثل إخوتها وأخواتها |
Cannon Tiyatrosu'nun arkasındaki sokakta güzel,genç bir kadın. | Open Subtitles | وقالت امرأة شابة جميلة في الزقاق خلف المسرح كانون. |
genç bir kadın 30-35 yaşlarında 1,65-1,70 boylarında. | Open Subtitles | إنها امرأة شابة عمرها بين 30 و 35 عاماً طولها بين 5.2 و 5.4 أقدام |
genç bir kadın, oğluyla birlikte yaşamak için evimize geldi. | Open Subtitles | اتت امرأة شابة مع ابنها للعيش في منزلنا. |
O, bazı çok önemli sonuçlardan kaçan rahatsız bir genç kadın. | Open Subtitles | إنها امرأة شابة مضطربة تتجنب العواقب الحقيقة لأفعالها |
Ailesi olan bir büyükanne sonra da güvenilir, şehirde yapayalnız genç bir kız. | Open Subtitles | جدة لديها عائلة ثم امرأة شابة تثق بسهولة وحيدة فى مدينة كبيرة |
Bleaker soruşturmasındaki bombanın izi, Banditos'la birlikte kaçan bir kadına kadar sürüldü. | Open Subtitles | قادتنا القنبلة في قضية بليكر الى امرأة شابة عملت لفترة مع البانديتوس |
Gariban Mike genç bir kızın hayallerine derman olamaz. | Open Subtitles | مايك المسكين ، ليس لديه استجابة لاحلام امرأة شابة |
Biran önce serpilip güzel bir genç hanım olduğumu size göstermek istiyorum. | Open Subtitles | سأكبر و بسرعة و أريك كم اصبحت امرأة شابة جميلة يا سيدي |
21 Aralık 1972'de Genç bir bayan vahşice öldürülmüş ve cesedi Black Water Ormanları olarak bilinen araziye atılmış. | Open Subtitles | في 21 ديسمبر 1972، تم العثور على امرأة شابة بوحشية وملقاة جثته في ما يعرف باسم بلاك ووتر وودز |
Camdan dışarı bakınca birini görüyorum, genç bir kadını. | Open Subtitles | نظرت خارج النافذة فرأيت شخص .. كانت امرأة شابة |
En iyi tanıdığım genç kadına fabrikada tam olarak ne iş yaptıgını sordugum zaman bana kulağa Çince gibi gelen "qui xi" diye bir şey söyledi. | TED | وقالت عندما سألت Lu Qingmin، امرأة شابة تعرفت عليها عن قرب، ما فعلته بالضبط على أرضية المصنع، قالت شيء لي في الصينية تبدو مثل "qiu xi." |
genç bir kadının çok güzel notları vardı, fakat sınav puanları o kadar yüksek değildi. | TED | امرأة شابة كانت درجاتها رائعة، ولكن نتائج الاختبارات لم تكن عالية بالمقابل. |
Aethelflaed çok talihli genç bir hanım. | Open Subtitles | (إيثلفليد) هي امرأة شابة محظوظة |
Eliza adlı genç bir kadınla olan ilişkimin acı sonu. | Open Subtitles | النهاية الحزينة التي حدثت عند تعارفي مع امرأة شابة تدعى ألايزا |