NASA'da çalıştığım sırada bunu duymuştum. | Open Subtitles | انا سمعت عن هذا عندما كنت اعمل فى شركة ناسا |
Çok fazla rezervasyon olduğu için bir yıllık bir bekleme listesi olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | انا سمعت ان هناك لائحه انتظار لمده سنه لهذه الطائرات لان هناك الكثيره من الحجزات |
Ayağında botlarınla ölmeyi duymuştum, ama bu... saçmalık. | Open Subtitles | انا سمعت عن انك ربما تموت وانت مرتدى حزائك,ولكن,اه, هذا غير منطقى |
Mitral darlık Duydum. Bir çift kulak daha lazım. Haydi bakalım. | Open Subtitles | انا سمعت تضيّق قلنسوة الكردينال احتاج مجموعة إضافية من الآذن، لنذهب |
- Zengin Amrikalıları Duydum. Benim de kendi işim var. "Ailem." | Open Subtitles | تعمل للامريكان الاغنياء,انا سمعت بذلك و انا اعمل لحساب عائلتي ايضا |
Duyduğuma göre sabahın habercisi horoz Gün Tanrı'yı uyandırırmış yırtıcı, keskin sesiyle. | Open Subtitles | انا سمعت ان الديك للصباح بمثابة البوق بحنجرته ذات الصوت العالي المديد |
Duyduğuma göre He Chuan'daki düşman üzerine saldıran bir tabur askere komuta ediyormuşsun. | Open Subtitles | انا سمعت انت قدت كتبيه من الرجال لتوقف العدو في هي شيان |
Telefonda sesini duyunca bir şeyler hissettim. | Open Subtitles | , أنت ِ تعرفين , عندما انا سمعت صوتك ِ على الهاتف أنا شعرت بشيئا ما |
Bunun %2 ihtimal olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | انا سمعت انه يحصل لكل 2 في المائة من الاطفال |
Kumarın bir bağımlılık olduğunu duymuştum ama bu kadarı da olmaz. | Open Subtitles | اقصد انا سمعت ان القمار ادمان لكن ليس لهذه الدرجة |
İnternette bu herifle ilgili söylentiler duymuştum ama şehir efsanesidir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | انا اعنى , انا سمعت شائعات ,عن هذا الرجل اونلاين لكن ظنيت انه .فقط اسطورة متحضرة |
Ailelerin neredeyse her şeye inandıkları vakaları duymuştum. | Open Subtitles | حول اهل هذا الطفل؟ انا سمعت بعدة قضايا حيث الاباء يؤمنون بأي شي |
- Evlerinde banyo bulunmadığını duymuştum. | Open Subtitles | انا سمعت انهم لا يمتلكون حمامات في منازلهم |
Böyle bir şey duymuştum şey gibi, kadınların sahip olduğu bir tür altıncı his. | Open Subtitles | انا سمعت أن.. كما تعلمين بعض الاحيان هناك.. |
Hayaletinin şehirde dolaştığına dair söylentiler duymuştum. | Open Subtitles | انا سمعت اشاعة ان اشباحك تجوب المدينة |
Yakın zamanda başkentin dışında garip bir patlama olduğunu Duydum. | Open Subtitles | انا سمعت بحدوث انفجار شديد. بخارج العاصمة،ليس من فترة طويلة. |
Bölgemizde barış yapılması için düşmanla görüştüğümüze dair söylentiler Duydum. | Open Subtitles | 'انا سمعت عبارات لطيفة أننا نحاصر العدو، وأن قطاع التهدئة آخذ في الازدياد |
Amanda'yı söylerken Duydum, ama bana anlamını söylemedi. | Open Subtitles | انا سمعت اماندا تقول ذلك ولم ترد ان تقول لى ماذا يعنى |
Duyduğuma göre, Emniyet Müdürü babanın ölümüyle ilgili soruşturmaya beyaz bir adam atamış. | Open Subtitles | انا سمعت,قائد شرطة انه وضع اجنبيا فى التحقيق فى جريمة قتل اباك.المعنى من هذا, |
Duyduğuma göre kahvaltı yapmamışsın. | Open Subtitles | انا سمعت بتخطيك لوجبة الإفطار. |
Duyduğuma göre Ascot'lar bu akşam Hamish'in verasetini kutlayacakmışlar. | Open Subtitles | انا سمعت ان ال "اسكوت" يحتفلون ب "هاميش" ونجاحه الليله |
Gürültüyü duyunca dışarı koştum, üç belki dört kişinin... Reggie Hatcher'la kapıştığını gördüm. | Open Subtitles | انا سمعت صوت ذلك الصدام الكبير, لذا انا جريت لخارج ورأيتثلاثة,ربمااربعةيتقاتلونمع(ريجي هاتشر ). |