"انتظارها" - Traduction Arabe en Turc

    • beklemek
        
    • beklediği
        
    • bekleyebilirsin
        
    • bekleyebilirsiniz
        
    • bekleyen
        
    • beklediğimiz
        
    Onların buraya girecek bir yol bulmalarını beklemek daha iyi. Open Subtitles هذا أفضل من انتظارها لتجد طريقةً للدخول
    O halde geri dönmelerini beklemek zorundasınız. Open Subtitles اذاً عليكم انتظارها حتى ترجع
    - Bayılmak üzere olduğunu söyledi ben de kremi beklediği için kızdığını sandım. Open Subtitles واعتقدتُ أنّها كانت متضايقةً وحسب من انتظارها للكريم إشباع أوكسجين الدم تسعون بالمئة
    Ofisimde bekleyebilirsin. Open Subtitles يمكنك انتظارها في مكتبي
    İsterseniz odasında bekleyebilirsiniz. - İkinci kat, sekiz numaralı oda. - Tamam. Open Subtitles يمكنك انتظارها في غرفتها الطابق الثاني, الغرفة 8
    Dışarıda yetişkin olduğunda onu bekleyen yeterince ölüm ve karanlık var. Open Subtitles هناك الكثير من الموت والظلام في انتظارها عندما تكبر
    Bu uzun zamandır beklediğimiz şey olabilir. Open Subtitles ل25 سيارة ستأتي عبر الإستوديو. هذه قد تكون الصفقة التي كنا في انتظارها.
    Metresine el ayak olmak için evde beklemek zorunda kaldım. Open Subtitles مللت من انتظارها وسئمت منها
    - Kuzey kıyısına gidip Angela O'Hara'nın lastiklerine jilet sokup patlamasını beklemek için yeterli bir süre değil. Open Subtitles للوصول إلى الشاطئ الشمالي (ووضع شفراتٍ في إطار (انجيلا اوهارا وبعدها انتظارها حتى تفرغ من الهواء
    - Onu burada beklemek ister misin? Open Subtitles -أتريد انتظارها هنا؟
    beklemek buraya kadarmış. Open Subtitles بئس انتظارها!
    Şimdi de sıra herkesin heyecanla beklediği şeyde. Open Subtitles والآن , هذه اللحظة الذي كنا جميعاً في انتظارها
    İşte hepimizin beklediği an geldi. Open Subtitles و الآن , القادم اللحظة التي كنا في انتظارها جميعاً
    Hepimizin beklediği sözcük. Open Subtitles الكلمة التى نحن فى انتظارها
    Ofisimde bekleyebilirsin. Open Subtitles يمكنك انتظارها في مكتبي
    Dışarıda bekleyebilirsin. Open Subtitles يمكمك انتظارها في الخارج
    Ama geri gelene kadar onu hapiste bekleyebilirsiniz. Open Subtitles لكن يمكنك انتظارها في السجن حتي تعود.
    Odasında bekleyebilirsiniz. Open Subtitles ربما عليك انتظارها في المجلس
    Bankadan bir telefon gelmiş onu bekleyen bir çek olduğuna dair. Open Subtitles لقد جائها اتصال من البنك يخبرها ان هناك شيك بنكي في انتظارها
    Ama sokağın köşesinde dikilen ve çıplak vitrin mankenlerinin fotoğrafını çeken bir kadını bekleyen çocuğun gözünde, bitmek bilmeyen bir vakitti. Open Subtitles لكن في طفولتي كانت تأخذ الكثير من الوقت الوقوف و انتظارها في الشارع ننتظر هذه السيدة الغريبة و هي تصور
    Uzun zamandır beklediğimiz yeşil ışıktan mı bahsediyoruz? Open Subtitles هل نحن نتحدث عن الاشارة الخضراء التي طال انتظارها ؟
    beklediğimiz hanımefendi işte bu. Open Subtitles هذه السيدة التي كنا في انتظارها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus