Çok rahatsız görünüyorsun ve o gömlek çok sıkı görünüyor. | Open Subtitles | انت تبدو غير مرتاح اعتقد ان قميصك يبدو ضيق للغاية |
Sen bütün cadde kalıntıları, bir ev sahibi adam gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | انت تبدو مثل الرجل الذي يملك البيت اللذى يدير الشارع كله. |
Elbette, müsaitim. Ciddi görünüyorsun dostum. | Open Subtitles | بالطبع ,من السهل الوصول لى انت تبدو جديّا يا صديقى |
Çıkar artık şu rugby tişörtünü. Koca bir arıya benziyorsun. | Open Subtitles | يكفي هذا من قمصان الريجبي انت تبدو مثل النحلة العملاقة |
Harika birine benziyorsun, Matt, ama ben sadece bugünlük buradayım. | Open Subtitles | انت تبدو عظيم يا مات و لكنى هنا لليوم فقط |
Harika görünüyorsun. Ben çok iyiyim. | Open Subtitles | انت تبدو جميلة,انت بخير أنا بخير.لا تعلمي كم الروعه |
Serseri gibi görünüyorsun." dedi. | Open Subtitles | ألا تعتقد أنه حان الوقت انت تبدو مثل المهرج لتقص شعرك |
Gerçek hayatta daha iyi görünüyorsun. TV'de hep birilerine bağırıyorsun. | Open Subtitles | انت تبدو أفضل في الواقع أنت دائماً تصرخ على الناس في التلفاز |
Gerçek hayatta daha iyi görünüyorsun. TV'de hep birilerine bağırıyorsun. | Open Subtitles | انت تبدو أفضل في الواقع أنت دائماً تصرخ على الناس في التلفاز |
Ver elini de yardım edeyim sana. Pek bir rahatsız görünüyorsun orada. | Open Subtitles | اعطنى يدك, سأساعدك على النهوض انت تبدو غير مرتاح |
Her şey mükemmel. Teşekkür ederim. Çok yakışıklı görünüyorsun. | Open Subtitles | كل شي مثالي شكرا لك ، انت تبدو وسيم جداً |
İlgileniyor gibi görünüyorsun, ama kafan çok uzaklarda. | Open Subtitles | انت تبدو انك مبدي بالاهتمام لي لكن عقلك يبعد مليون ميل |
İnternette nerelere girdiğimi gösterdikten hemen sonra. Berbat görünüyorsun. | Open Subtitles | بعد ان اخبرتها كيف تتفحص تاريخ صفحات الانترنت خاصتى انت تبدو بحالة سيئة |
Çok muhdişem görünüyorsun, canım benim. | Open Subtitles | مرحبا , انت تبدو رائع كمصاص دماء يا عزيزى |
Mutsuz erkeklere bayılırım. Sen de epey mutsuz görünüyorsun. | Open Subtitles | أحب الرجال الحزينين و انت تبدو اكثر حزنا |
Yanan bir eve giren adama göre iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | انت تبدو بصحة جيدة بالنسبة لشخص اقتحم منزلا يحترق |
Oyuncak ayıya benziyorsun. Bu güzel şeyi takar mısın? | Open Subtitles | انت تبدو مثل الدمية الان هل يمكنك ارتداء هذا الشئ الجميل ؟ |
- Eskimo'lara benziyorsun. | Open Subtitles | انت تبدو مثل الاسكيمو انا مجرد شخص من كليفورنيا |
Sen uçaklardan içki şişesi çalan bir adama benziyorsun. | Open Subtitles | انت تبدو من النوع الذى يسرق زجاجات الخمر من الطائرات. |
- Bu kravat ceketle uymuş mu? - Muhteşem gözüküyorsun. | Open Subtitles | ـ هل تتلائم هذه الربطة مع الجاكيت ـ انت تبدو رائعاً |
Sen spor salonuna bile hiç gitmiyor gibisin. Eskiden giderdim ama fazla kaslandım. | Open Subtitles | انت تبدو انك لا تذهب الى النادى الرياضى على الاطلاق لقد أعتدت الذهاب |
Sanki yay ve okla vurulmuş gibi görünüyordun. Ne dediğini bilmiyorsun sen! | Open Subtitles | عليكى التحدث ,انت تبدو كمن ضرب بالسهم والقوس |