Artık düşük metabolizmanın soy tükenme karşısında çok önemli olduğu kanısındayız. | TED | ونعتقد الآن أن انخفاض الأيض ربما يكون السبب وراء عدم انقراضهم |
Kan testlerinden çıkan tek sonuç, sodyum seviyesi oldukça düşük. | Open Subtitles | المسألة الطبية الوحيدة التي ظهرت بفحص الدم هي انخفاض الصوديوم |
düşük potasyum seviyesi kalp probleminin böbrek problemine bağlı olduğunu gösterir. | Open Subtitles | إن انخفاض البوتاسيوم يعني أن مشكلتها القلبيّة كانت عرضاً مشكلتها الكلويّة |
Kafa iç basıncı 40, kan basıncı 100'e 60 ve düşüyor. | Open Subtitles | ضغط الدم على الدماغ 40, اضغط الدم100 على 60, وفي انخفاض. |
Soğuk Savaşın bitiminden bu yana, son yirmi yıl içerisinde iç savaş sayısında genel bir düşüş görülüyor. | TED | حيث ان المنحى العام منذ انتهاء الحرب الباردة الى العقدين الاخرين يشير الى انخفاض عام في عدد الحروب الاهلية |
Ve sonra bugün, bu korkunç hastalık tarafından felç olan çocukların sayısında yüzde 99 -- yüzde 99'dan daha yüksek sayıda -- azalma oldu. | TED | و اليوم ، هناك انخفاض بمعدل 99 بالمئة أكثر من 99 بالمئة في عدد الأطفال الذين يصابون بالشلل بسبب هذا المرض الرهيب. |
Hizmet sektöründe yüksek maaşlı maharet gerektiren işlerin yerine düşük maaşlı işler geldi, ve yaşam standartları düşmeye başladı. | Open Subtitles | حلت الوظائف متدنية الأجور محل الوظائف المهارية مرتفعة الأجور في مجال تقديم الخدمات وترتب على ذلك انخفاض مستوى المعيشة |
Ryan'ın kan değerlerinde trombosit değerleri son derece düşük çıktı. | Open Subtitles | تظهر اختبارات الدم لريان انخفاض مستوى الصفائح الدموية بشكل مقلق |
İskoçya savaşının geliri hâlâ düşük ve emin olmalıyız ki... | Open Subtitles | مع استمرار انخفاض الخزينه بعد الحرب الاسكتلندية علينا أن نتأكد |
Yine yanlış. 6 buçuk yıl önce Stckholm'da sıkışıklık ücretleri tanıtıldığından bu yana, temel olarak hala aynı düşük trafik seviyesine sahibiz. | TED | ايضا خطأ. انها الان ست سنوات ونصف منذ استحداث رسوم الازدحام في ستوكهولم ومازالت نسبة انخفاض حركة المرور منخفضة. |
Yani, bulduğumuz şey şuydu: Triptofan düşük olduğunda, insanlar adaletsiz davranıldıklarında öç almaya daha meyilliydiler. | TED | و بالتالي وجدنا, انه عند انخفاض التربتوفان الناس يصبحون اكثر عرضه للأنتقام عندما يعاملون بشكل غير عادل |
Bir hayvan bunalım örnekçesinde, gördük ki düşük bir sinir hücresi üreme seviyemiz var. | TED | و في نموذج حيواني للاكتئاب، لاحظنا وجود انخفاض في مستوى تكوين الخلايا العصبية. |
Yüzyıllardır düşüyor ve ilerleyen zamanda daha da hızlı düşebilir. | TED | هو في انخفاض منذ قرون، ويحتمل أن ينخفض أكثر بشكل أسرع. |
Suyun toplandığı havzalarda su seviyesi hızla düşüyor. | Open Subtitles | منسوب المياه في جميع التجمعات المائية في انخفاض ملفة |
CA: Son otuz senede Amerika'da suçta çok büyük bir düşüş var. | TED | ك.أ. : كان هناك انخفاض شديد في معدل الجريمة في أمريكا في الثلاثين سنةً الأخيرة. |
En azından sadece o gün, %70lik bir azalma. | TED | 70 بالمئة من انخفاض العنف في ذلك اليوم على الأقل |
Hemoglobin kaybı kan şekerimi düşürecek, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم , ان قلة الهيموجلوبين يتسبب في انخفاض نسبة السكر في دمي |
Sadece bu ülkelerde acınası koşullarda yaşayan mülteciler değil yerli halkın kendisi de sıkıntı çekiyor, çünkü maaşlar düştü çünkü daha fazla işsizler, çünkü fiyatlar ve kiralar arttı. | TED | وليس اللاجئون فقط من يعيشون في ظروف دراماتيكيّة داخل تلك البلدان، ولكن المجتمعات المحليّة نفسها تعاني، بسبب انخفاض الرواتب، لارتفاع عدد الأشخاص العاطلين عن العمل، بسبب ارتفاع الأسعار والإيجار. |
Cinayetler yüzyıllardır azalıyor. | TED | إن معدل تفشي جرائم القتل في انخفاض منذ قرون. |
Azalmış nüfus elektrik, gıda, seyahat, binalar ve diğer tüm kaynaklara olan talebin azalması anlamına gelir. | TED | هذا الانخفاض في عدد السكان يعني انخفاض الطلب على الكهرباء والغذاء والسفر والمباني وجميع الموارد الأخرى. |
Ateş yok, vücut ısısı düşüklüğü yok, taramada hiçbir şey çıkmadı. | Open Subtitles | لا توجد حمى, ولا انخفاض حرارة لا شيء في الفحوص كلها |
İkimiz de daha önce hiç yaşamadığımız tekrarlanan hipotermi nöbetleri geçirdik ve gerçekten çok güçten düşürücüydü. | TED | كلانا أصبنا بنوبات متكررة من انخفاض الحرارة، شيء لم أمر به من قبل وكان هذا متواضعا في الواقع. |
büyük ölçüde azaldı. | TED | تعاطي جرعات مفرطة قد شهد انخفاضًا، انخفاض الإصابة بمرض الإيدز ضمن المدمنين. |
Harika! Şekerim falan düşmüş, değil mi? | Open Subtitles | رائع,إذن غالبا كان مجرد انخفاض بسكر الدم أو ما شابه؟ |
Yarın şehirde bir kavurucu günün daha ardından sıcaklıkların düşmesi bekleniyor. | Open Subtitles | درجة الحراراة المتوقعه للغد انخفاض بعد يوم حار حارق في المدينة |
İlk olarak enerjinin depolayışının düştüğünü ve ayrıca videonun da durduğunu fark ediyorsunuz. | TED | لذلك اول ما تلحظون هو انخفاض الطاقة المستخلصة ويتوقف بث الفيديو ايضا |
Şey, biri için , Madde bir düşüşe neden olabilir fetal kan basıncı ve kalp hızı , ölümcül olabilir edilmektedir. | Open Subtitles | حسنا , كسبب ,هذا الحقن ممكن يودى الى انخفاض فى ضغط دم الجنين و كذلك ضربات قلبه مما يودى الى وفاته |