| O akşam, karanlıkta pazara tekrar geldim ve "uhh, uhh" sesini duydum. Tabi ki, bir çöp yığınının üstünde ölen bir orangutan yavrusu buldum. | TED | . وفي هذا المساء عدت إلى السوق ليلاً وسمعت " آه ، آه" ويقيناً وجدت صغير مريض من انسان الغاب يموت على كومة قمامة. |
| İki orangutan da suça teşvik ve bir polis memurunu taklit etmekten tutuklandı. | Open Subtitles | كلا انسان الغاب اتهم بالتحريض وإنتحال ضابط شرطة. |
| Ve son olarak, okulun orangutan maskotu geçen haftadan beri kayıp. | Open Subtitles | و اخيرا, تميمة المدرسة انسان الغاب مختفي من الاسبوع الماض2ي |
| Ben insansı maymunum! | Open Subtitles | ! أنا انسان الغاب |
| Bir orangutan çitten atlayıp erkeğine saldırıyor. | Open Subtitles | انسان الغاب القفزات السياج، يهاجم رجل الخاص بك. |
| Bakın orangutan araştırması yapmanın geleneksel metodu ormanda yürümektir, ağır ekipman taşıyarak ve ağaç tepelerine bakmak için bir çift dürbün kullanmaktır, ki bir orangutan ya da yuvasını bulabilesiniz. | TED | الآن الطريقة التقليدية لإحصاء انسان الغاب هي المشي على الاقدام داخل الغابة نحمل معدات ثقيلة ونستخدم منظار للبحث في أعالي الأشجار حيث قد نجد إنسان الغاب أو مكان عيشه. |
| Bu içkiler orangutan gibi sert. | Open Subtitles | هذه المشروبات قوية مثل انسان الغاب |
| "Dizlerimi bükemiyorum çünkü bana bir orangutan saldırdı." | Open Subtitles | "أنا لا يمكن أن ينحني ركبتي لأنني حصلت على هجوم من انسان الغاب ". |
| orangutan anne. | Open Subtitles | انسان الغاب ، أماه. |
| Bu orangutan adamın diz kapaklarını alıyor. | Open Subtitles | انسان الغاب يأخذ رضفتيه له. |
| "Bana bir orangutan saldırdı!" | Open Subtitles | "حصلت على هجوم من قبل انسان الغاب!" |
| orangutan. | Open Subtitles | وهو انسان الغاب. |
| O bir orangutan. | Open Subtitles | وهو انسان الغاب. |
| Clyde bir orangutan. | Open Subtitles | كلايد انسان الغاب . |