Bakın, en sonunda Em City'nin tekrar açılıp açılmayacağının kararını ben vereceğim. | Open Subtitles | انظُر في النِهاية، سيكونُ الأمرُ بيدي لأُقرِر إذا كانَت مدينة الزُمُرُد سيُعاد فتحُها أبداً |
Bakın Vali, yaptıklarına dair tüm görebildiklerim doğrudan sizin hareketlerinizin sonucu! | Open Subtitles | انظُر أيها الحاكِم، حسبَ ما أراه مَهما كانَ ما فَعلوه كانَ نتيجةً مُباشرةً لأفعالِك |
Bakın rahip, Kitabı Mukaddes'i okuyorum, sizinle konuşuyorum, ama hala bunun içinde neredeyim bilmiyorum. | Open Subtitles | انظُر أيها المُحترَم، لقد كُنتُ أقرَأ الإنجيل و أتكلمُ معَك، لكني لا أزالُ لا أعرفُ أينَ أنا مِن كُل هذا |
Onlara bir Bakın. | Open Subtitles | انظُر إليهم جميعاً، وهم متجهون للعمل |
Şuna bir bak. 6 ay önce çıkan bir makale. | Open Subtitles | انظُر الي هذا , انه مقال نُشٍر مُنذ حوالي ستة أشهر |
Tecritten çıkana da Bakın. | Open Subtitles | انظُر مَن خرجَ من الانفرادي؟ |
Adamım! Buraya Bakın! | Open Subtitles | أنت، يا رجُل انظُر هنا |
Kiminle konuştuğuma da bir Bakın. | Open Subtitles | انظُر إلى مع من أتحدّث! |
- Bak bak. - Şuna da Bakın. | Open Subtitles | انظُر ما لدينا |
Yinede bir sakal bulmuşsun Şuna bak | Open Subtitles | حسناً، أنت طبعاً وجدت لحيةٌ انظُر لذلك الشيء |
Şuna bak. Paketin var. | Open Subtitles | انظُر إلى هذا، لديكَ طَرد |