| O hayatımı kurtarmak için çok şey yaptı. | Open Subtitles | هو اعطاني اكثر من انقاذ حياتي. |
| hayatımı kurtarmak bu zamana kadar yaptığın en aptalca şeydi. | Open Subtitles | انقاذ حياتي... هو أغبى شيءٍ فعلته أبدًا |
| Bu yalan değil, benim hayatımı kurtarmaya çalışmak! | Open Subtitles | ذلك ليس كذباً، وإنما محاولة انقاذ حياتي. |
| O, öldürüldü benim hayatımı kurtarmaya çalışırken. | Open Subtitles | .لقدقـُتل. .قـُتل. محاولاً انقاذ حياتي |
| Adam benim hayatımı kurtarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | الرجل كان يحاول انقاذ حياتي |
| hayatımı kurtardığın için teşekkürler. Şimdi gidin de kendinizi kurtarın. | Open Subtitles | شكراً على انقاذ حياتي اذهبا الآن لانقاذ حياتكما |
| Evlat, hayatımı kurtardığın için sana minnettarım ve filmlerinin büyük bir hayranıyım ama kararım kesin. | Open Subtitles | بني اقدر لك انقاذ حياتي وانا من اشد المعجبين بأعمالك لكن قراري نهائي |
| hayatımı kurtardığın için adamakıllı teşekkür edemedim, bu nedenle sana küçük bir hediye getirdim. | Open Subtitles | انا لم اشكرك من قبل على انقاذ حياتي, لذا... ...أحضرت لك هدية صغيرة. |