Söylememiştin ya bayım yine de gördüğümde sıradan bir polis olmadığını anlamıştım. | Open Subtitles | انت لم تقل هذا يا سيدى ولكنى علمت انك لست شرطى نظامى |
Annen endişelendi, doktorlar endişelendi, ama ben endişelenmedim, ...çünkü ben senin hasta olmadığını biliyordum... sen acı hissetmiyordun, sadece çok cesurdun. | Open Subtitles | وكانت والدتك والطبيب قلقين ولكن بالنسبة لي لا . لانني كنت اعلم انك لست مريض ولم تكن تتالم , لانك شجاع |
Çamur insanlar diye bir hikâyeye inanacak kadar aptal olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف انك لست غبيا كفاية لتصدق قصة الناس المخلوقين من الطين |
Evet. Küçük ayrıntılarla ilgilenen tek kişi sen değilsin, Poirot. | Open Subtitles | نعم, انك لست الوحيد الذى تعرف التفاصيل يا بوارو |
Ama hiç değilse, hedef sen değilsin, hedef Peter. | Open Subtitles | لكن على الأقل انت تعرفين انك لست المستهدفة بل بيتر |
Bu alete konuşmaya hâlâ alışamadım ve bekâr olmadığının farkında olduğumu söylemek istiyorum ve öyle bir randevuyu kastetmedim. | Open Subtitles | حتى الأن لم اعتد على هذه الآلات. واردت ان اقول اني تذكرت انك لست اعزبا ولم أعن الأمر بهذه الطريقة. |
Ama sana söylemek istediğim bu şehirdeki tek ünlü olmadığın. | Open Subtitles | لكنى اريد أخبارك انك لست الشخص الوحيد المشهور فى هذه البلدة |
Onca zamandır sana benim tipim olmadığını söylediğimi unuttun mu? | Open Subtitles | أتذكر كل المرات التي أخبرتك انك لست نوعي المفضل ؟ |
Eski bir numara. Ekibinden birini öldür ve onlardan olmadığını kanıtla. | Open Subtitles | انها خدعة قديمة , إقتل واحد من زملائك لتظهر انك لست واحد منهم |
Sen! Bu ekipten olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | والان انت تقول انك لست واحدا منهم اليس كذلك؟ |
Ne bekliyordun? Senin romantik olmadığını hep söyledim. | Open Subtitles | ماذا تتوقع انا اقول دائما انك لست من النوع الرومانسى |
Şu an çok mutlu olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | انا أعرف انك لست سعيدة للغاية فى هذه اللحظة |
Yoksa bir kurşundan hızlı olmadığını zor yoldan öğrenmek mi istersin? | Open Subtitles | او انك تريد ان تتعلم بالطريقة الصعبة انك لست اسرع من رصاصة؟ |
- Ama bizim çocuğumuz olmadığını biliyorsun, sen evlatlıksın. | Open Subtitles | لكن انت تعلم انك لست ابننا الحقيقي, صحيح؟ تبنيناك |
Rus mafyasından olmadığını da biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم انك لست عضو فى الغوغاء الروسية. |
"Böylece ikimiz de birbirimizin silahlı olmadığını bileceğiz." | Open Subtitles | عندها ستعرف اننى لست مسلحا وانا اعرف انك لست مسلحا ايضاً |
Havanda olmadığını söylersin. | Open Subtitles | تفعل اشياء الا تستطيع ان تقول انك لست في مزاج جيد |
Anlayacağın, şu an bu veranda da sorunları olan bir tek sen değilsin. Bilirsin ki bir kadeh şarap içince sorun falan kalmaz derler. Evet, bunu bende biliyorum. | Open Subtitles | من الواضح انك لست الوحيد على هذه الشرفة ويعاني مشاكل مشاكل طريقة علاجها معروفة بكاس من النبيذ سمعت هذا قبلا لكن ابني هنا الان لذا لايمكنني دعوتك للداخل اتفهم |
Hayır, ama doğru, o konuda sadece sen değilsin, bilirsin. | Open Subtitles | وظننت انك حاملا مني حسنا لا لكن نعم ، بخصوص انك لست الوحيد ، تعرف |
Çünkü yetim olan bir sen değilsin. | Open Subtitles | السبب انك لست ان الوحيد اليتيم |
Gerçekte Sean Connery olmadığının farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | انت تدرك انك لست شون كونري بالفعل , صحيح ؟ |
Onları sevmiyor olman, onlar gibi olmadığın anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنك لا تحبهم هذا لا يعني انك لست مثلهم |
Ama senin kötü biri olmadığına yürekten inanıyorum. | Open Subtitles | انا أومن بمشاعري جدا انا اعرف انك لست شخصا سيئا |
Seni birkaç hafta izlerler, casus olmadığından emin olmak için. | Open Subtitles | يراقبونك كم اسبوع ليتأكدوا انك لست بجاسوس |