Onun için günde 14 saat kıçımı yırtıyorum ama Hiç fark etmiyor. | Open Subtitles | انا اعمل بجد لها لـ 14 ساعه ويبدو انها لا تلاحظ ذلك |
Yapma. O benim için hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | الان , هيا , هذا هراء انها لا تعنى شيئا بالنسبه لى |
Büyük bir davaya hizmet etmiyor, ama idare eder. | Open Subtitles | انها لا تتنازل أي شيء ذو اهمية لكنني أعتقد أنه لا بأس بها |
İşe yaramıyor ve çok boktan. Her zaman böyle söylüyorsun. | Open Subtitles | انها لا تصلح و بأنها سيئة أنت دائما تقول ذلك |
Burt, işe yarıyor; seni bulamıyorlar. Kımıldama. | Open Subtitles | بيرت, انها تنجح , انها لا تستطيع ان تجدك,لا تتحرك |
Hiç bir şey yapmak veya Hiç bir yere gitmek istemiyor. | Open Subtitles | كما انها لا ترغب بالقيام باي شيء ولا الذهاب لاي مكان |
Evet, o konuda yardıma Hiç ihtiyacı yok, değil mi? Max, lütfen. | Open Subtitles | نعممم , انها لا تحتاج لأي مساعدة في هذا القسم هاه ؟ |
Bizim kayıtlarımız için mahkeme celbi çıkaramayacağını kanıtlamamıza gerek yok onun tersini kanıtlaması gerek. | Open Subtitles | يعني انه ليس علينا ان نثبت انها لا تستطيع جلب سجلاتنا ولكن عليها ان تثبت انها تستطيع |
Tuş takımına zarar vermiş olmalı. Kodu kabul etmiyor. | Open Subtitles | يبدو عطل في لوحة المفاتيح انها لا تقبل الشيفرة |
Bu cesetler pes etmiyor. Zaten ölü olan bir şeyi nasıl yok edebilirsin? | Open Subtitles | انها لا تنفع بالفعل فكيف ستقتل ما هو مقتول بالفعل |
- Ölü olduğunu kabul etmiyor. - Ona ışığa yürümesini söyledim ama yapmadı. | Open Subtitles | انها لا تتقبل انها ميتة لقد اخبرتها ان تسير تجاه الضوء و هى لا تفعل |
Onun için ya da Emilio için yaptığın hiçbir lanet şeyi takdir etmiyor. | Open Subtitles | أجل انها لا تقدر ما تفعلين لها ولصغيرها اميليو |
Bunları hak etmiyor, baba. Artık buna devam etmeyeceğim. | Open Subtitles | انها لا تستحق هذا يا ابي لن افعل شئ اخر |
...mücadele etmiyor, kaçmaya çalışmıyor. | Open Subtitles | انها لا تقاوم، انها لا تحاول الهرب |
Kendisine futbolu hatırlatan bir şey olmadan işe bile gidemiyor ki bu ona kazayı hatırlatıyor, ki o da ölen oğlumu hatırlatıyor! | Open Subtitles | انها لا تستطيع أن تذهب للعمل دون أن يذكرها ذلك بالكرة مما يذكرها بالحادث مما يذكرها بابني الميت |
- İşe yarıyor olmalı. - İşe yaramıyor! | Open Subtitles | ينبغي أن تبدأ العمل الآن حسنا انها لا تعمل |
Ama pek işe yaramıyor çünkü hangi boyutta yaşıyorsak hâlâ öyle görüyorum. | Open Subtitles | انها لا تعمل مع ذلك لأنني أشعر انني لا زلت ارى اشياء.. في مهما كان البعد الذي نعيش فيه |
John'un işine Hiç ilgi göstermiyor, hep hastalığından söz edip duruyor. | Open Subtitles | انها لا تهتم بعمل جون بل تُقلقة اكثر واكثر على صحتها |
Hiç bir anlam ifade etmiyorlar, bu yüzden anlamanın tek yolu ilişkili ve görsel olarak. | TED | انها لا تقدم أي معنى، ولذلك فإن السبيل الوحيد لفهمها هو بصري ونسبي. |
Uyuşturucuya ya da psikiyatriste ihtiyacı yok onun. | Open Subtitles | انها لا تحتاج إلى أدوية أو طبيب نفسي |
Uyuşturucuya ya da psikiyatriste ihtiyacı yok onun. | Open Subtitles | انها لا تحتاج إلى أدوية أو طبيب نفسي |
Haberi yok onun. | Open Subtitles | انها لا تعرف |