Eve git, Raisins'i çıkart, ona otopsi uygulansın kaza olmadığını göreceksiniz. | Open Subtitles | اذهبي للبيت واحفري عليها وقومي بتشريحها وستجدين انها لم تكن حادثة |
Kendisi de evlatlık olduğundan Eva Kane'in kızı olmadığını kanıtlaması çok zor olurdu. | Open Subtitles | ولانها كانت متبناة ,فستجد صعوبة فى اثبات انها لم تكن ابنة ايفا كين |
Onun Sör Thomas Overbury adında bir adam olduğunu düşünmüşlerdi ama sonra O olmadığını keşfettiler ve kim olduğu hakkında hiç bir fikirleri yok. | TED | قاموا بشراءها عندما كان اسمها سير توماس اوفيربيري وبعدها أكتشفوا انها لم تكن هو ولم تكن لديهم أدنى فكرة من يكون |
Ama bununla oyuncak anlamını kast etmiyordu O bundan bahsediyordu... | Open Subtitles | الا انها لم تكن تلمح للطعام انها كانت تشير الى |
Ama "Gökyüzünün Dangalakları" kadar iyi değildi. Öyle değil mi Connie? | Open Subtitles | انها لم تكن بناءة وكما الفتاة الجميلة في السماء اليس كذلك يا كوني |
Bunun sıradan bir soygun olmadığını düşündürecek bir neden mi var? | Open Subtitles | الديك سبب للاعتقاد انها لم تكن مجرد سرقة؟ |
Ashley Vickers veya Peter Brill olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف انها لم تكن اشلى فيكرز او بيتر بريل |
Ancak yalnız olmadığını gördüğümde yatmaya gittim. | Open Subtitles | ثم رأيت انها لم تكن لوحدها ذهبت إلى النوم |
Ve ben bu annesinin suçu olmadığını ona söylemek zorundayım, her şey benim suçum. | Open Subtitles | أريدُها ان تعرف انها لم تكن غلطة أمها، بل كانت غلطتي |
Ya geçmişte, O an için doğru insan olmadığını düşündüğüm birisi varsa şimdi . | Open Subtitles | ماذا لو كان هناك شخص ما من الماضي اعتقدت وقتها انها لم تكن مناسبة لي, |
Kızın evde olmadığını anladım. Sen korkunç bir komşusun! | Open Subtitles | ـ اعتقدت انها لم تكن في البيت ـ انت جار فضيع |
O gece Elle ile konuştum, ve onun iyi olmadığını biliyordum, ama birilerine söylemeliydim | Open Subtitles | تحدثت مع إل تلك الليلة و عرفت انها لم تكن بخير لكن |
Bebek doğar doğmaz, yani annem bebeğin kocasından olmadığını anladılar. | Open Subtitles | وعندما وضعت طفلها التي كانت أمي إكتشفوا انها لم تكن من زوجها |
Şimdi tek ihtiyacım bir grupla anlaşma imzalayıp kendime bunun büyük bir hata olmadığını kanıtlamak. | Open Subtitles | أجل الان فقط احتاج إلى التوقيع مع عدة فرق موسيقية واثبت لنفسي انها لم تكن غلطة كبيرة |
Evet, bunun bir kelime olmadığını biliyorum, Bay Yardımsever. | Open Subtitles | أجل, أعلم انها لم تكن كلمة, سيد مفيد. حسناً, أنظر, |
Tabii Poirot, hemen öyle olmadığını düşünmeye başladı. | Open Subtitles | وبالطبع بوارو سيبدا فى الاشتباه فى انها لم تكن امراة |
Oh, sadece O yoktu. Başka kızlar da oldu. | Open Subtitles | انها لم تكن الفتاة الوحيدة كان لدى أكثر من فتاة |
Şey, O konuda pek konuşmak istemedi; adeta bir çocuk gibiydi. | Open Subtitles | انها لم تكن محددة فى هذا الأمر, اعتقد انها قالت انه أمر يعود للطفولة. |
Tur bitene kadar kimse onun kaybolduğunun farkına varmadı. | Open Subtitles | ولكنها لم تصعد حتى انتهت الجوله وعندها ادركوا انها لم تكن معهم |
Kendine ne olduğunu sonuna kadar farkedemedi. | Open Subtitles | انها لم تكن تعلم هذا الا من وقت قصير ماذا حدث لها |