"انه لم يكن" - Traduction Arabe en Turc

    • olmadığını
        
    • olmadığına
        
    • olmadı
        
    • olmaması
        
    • Eşleri ne demişti
        
    • olmadığı
        
    • olmadığımı
        
    Kolay bir karar olmadığını biliyorum ama en azından doğru olandı. Open Subtitles انا واثق انه لم يكن قرار سهل ولكنه كان القرار الصحيح
    Semptomları ortadan kaybolacak ve sonra ona aslında hiç hasta olmadığını göstereceğim. Open Subtitles فستختفي أعراضه و عندها يمكنني ان اريه انه لم يكن مريضا اصلا
    Nüfuzlu bir işkadınıyla röportaj yapmıştım, bunun için zamanının olmadığını söyledi. TED لقد اجريت مقابلة مع سيدة اعمال ذوات نفوذ, لقد اخبرتني انه لم يكن لديها الوقت.
    Ama beni öyle olmadığına ikna ettin, mesele halloldu. Open Subtitles ولكنك اقنعتني انه لم يكن الامر كذلك والان قد سوينا الامر.
    Bu duruma oğlum da düşebilirdi ama Tanrı'ya şükür öyle olmadı. Open Subtitles قد يكون هو من يموت لكن الحمدلله انه لم يكن هو
    En inanılmaz tarafı da, adamın hiçbir geleceği olmaması. Yani, korkunç bir durumda kalmış. Open Subtitles الجميل انه لم يكن لديه مستقبل,لقد كان فى وضع فظيع
    Eşleri ne demişti? Yasalara uymayan birini aramıyordu. Open Subtitles انه لم يكن يبحث عن شخص لا يتبع القانون؟
    Bunu konuşmamız için bana vakit ayırabilir misin merak ediyorum. Tabii ki manav çırağı olmadığını anladım. Open Subtitles بالطبع انا اُدرك انه لم يكن حقا مساعد بقال اطلاقا
    Uykusu olmadığını söyledi. Ben de yatağa gittim. Open Subtitles قال انه لم يكن يشعر بالنعاس وأنا خلدت للنوم
    Boş yer olmadığını sanıyordum. Aptal mıyım neyim? Open Subtitles فكرت انه لم يكن هناك مواقف أكثر هل أنا أبله أو ماذا؟
    Beşinci pastaya yumulduğunda, Yağ Çuvalı bunların pasta olmadığını düşünmeye başladı. Open Subtitles وبينما لارداس يغطس في فطريته الخامسة بدأ يتخيل انه لم يكن يأكل الفطائر
    Penny'yi zor durumda bırakan kişinin sen olmadığını biliyorum. Open Subtitles انا اعلم انه لم يكن انت من اوقع بينى فى مشكله
    Para falan olmadığını bilmeni istedim. Open Subtitles أود منكِ ان تعرفين انه لم يكن هناك أي مال
    Onun iyi biri olmadığını söylemiştim. Ne zaman beni dinleyeceksin ? Open Subtitles اخبرتك انه لم يكن أمرآ جيد متى ستستمعين لي
    Kayıtlı olmadığına dair herhangi bir kanıt gösteremediniz hala bu sebeple de bu belge davayı düşürmeli. Open Subtitles انت لا تزال لم ترينا اي دليل على انه لم يكن لهذا هذا المستند يجب ان يجعل القضية تُلغى
    - Bişey olmadığına eminmisin? Open Subtitles هل أنت متأكد انه لم يكن هناك أي شيء؟
    Onun bir casus olmadığına tamamen eminim. Open Subtitles كلّ ما أعرف بالتأكيد انه لم يكن جاسوسا.
    Yemin ederim Mike Houston ve benim aramda bir şey olmadı. Open Subtitles أنا اقسم انه لم يكن هناك شيئ بيني أنا و مايك هيوستن
    Bilmiyorum, bir süre sonra içimden öyle bir his geldi ki böyle olmaması gerekiyordu. Open Subtitles لكن بعدها كنت بفتره كنت احس انه لم يكن مقدراً لي ذلك
    Eşleri ne demişti? Yasalara uymayan birini aramıyordu. Open Subtitles انه لم يكن يبحث عن شخص لا يتبع القانون؟
    Annem beni arkalamadı. Yapacak başka birşey olmadığı için ben de gittim. Open Subtitles لما كانت امي ستقف بجانبي اضافة انه لم يكن لي عمل اقوم به
    Ben olmadığımı söylemeye çalıştım, fakat gazetelerdeki resimler... Open Subtitles لقد حاولت أن أقول انه لم يكن أنا لكن مع كل الصور بالجرائد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus