Tanrım, burada çalışmama izin vermen çok güzel bir şey. | Open Subtitles | يا الهي , انه من الجميل ان تجعليني اعمل هنا |
Yani, saygı duyduğun birisinin olması güzel bir şey. | Open Subtitles | اعني انه من الجميل ان تحصل على شخص تتطلع له |
Masörlük okuluna yaptığım yatırımın iyi yere harcanmış para olduğunu bilmek güzel. | Open Subtitles | حسنا.انه من الجميل ان ارى استثماري في مدرسة أخصائين العظام كانت بيزوات استهلكت بشكل جيد |
Arada bir insanın kendini ödüllendirmesi güzel oluyor. | Open Subtitles | في كل فترة, انه من الجميل بأن تنزه نفسك. |
Bence baloya Sinderellasını götürmesi çok hoş. | Open Subtitles | أظن انه من الجميل أنها ستحضر برفقة صديقها للحفلة |
Nazi dilini konuşan bu kadar hevesli bayan bir meslektaşla tanışmak ne kadar da hoş. | Open Subtitles | انه من الجميل مقابت امراءه تتحدث لغة لغة النازين '. |
Üzgünüm, ben sadece damla ve yakalamak için güzel olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اسفه , اعتقدت انه من الجميل ان اتحدث معك |
Bence burada olman ve sanatta kadınların birbirlerine çamur attıkları, birbirlerini öldürdükleri her tarafa yayılmış bu zehirli kültüre katkı sağlamaman çok güzel. | Open Subtitles | اعتقد انه من الجميل تواجدك هنا وليس المساهمة في تفشي الثقافة السامة للنساء في الفن فقط عبر اهانة بعضهن وايذاء انفسهن |
Daha çok şey olması gerekiyormuş gibi geliyor bana ama sırf istediğim için evime bir günlüğüne bile gidebilmek güzel olurdu. | Open Subtitles | يبدو انه الكثير سوف يحصل لكن، دعنا نقول انه من الجميل ان اذهب للمنزل يوما ما للزيارة |
Hayır. "Burada olması çok güzel, o göğüs bir rüzgar gibi." dedim. | Open Subtitles | كلا، قلت، "انه من الجميل ان يكون عندها في الداخل، انها صدر من الهواء النقي" |
Herkesi burada görmek ne kadar güzel. | Open Subtitles | انه من الجميل ان أرى الجميع هنا |
Sonunda anlaşmaları çok güzel. | Open Subtitles | انه من الجميل أن نراهم يتوافقون أخيراً |
Yani bunu görmek gerçekten çok güzel bir şey. | Open Subtitles | اقصد انه من الجميل فعلاً رؤية ذلك يحدث |
Böyle sevilmek çok güzel olmalı. | Open Subtitles | لابد انه من الجميل ان يحبك احد ما هكذا |
Yeni bir başlangıç yapması güzel. | Open Subtitles | انه من الجميل ان تحصل على بداية جديدة |
Zevkle. Bir hayranla tanışmak her zaman güzel olmuştur. | Open Subtitles | سأحب ذلك انه من الجميل مقابلة معجب |
Seninle birbirimize yeniden bağlanmamız da bir o kadar güzel. | Open Subtitles | حسناً، انه من الجميل ان نكون مع بعضنا مره أخرى ايضاً هيا لنفعلها! |
Seni görmek çok güzel. | Open Subtitles | اوه, انه من الجميل ان اراك. |
- Onunla gidecek olman gerçekten çok hoş. | Open Subtitles | انه من الجميل بأنك سترافقها , بالمناسبة. |
Bence beni etkilemeye çalışman çok hoş. | Open Subtitles | اعتقد انه من الجميل انك تحاول ان تبهرني. |