Bu bir çeşit kozmoloji, ve benim kendi evrenimde kozmoloji geliştirmem gerekti, evrenin bir yaratıcısı olarak. | TED | انه نوع من الكونيات ,وانا لابد ان اطور كونيات خاصة بعالمي كصانعة لهذا العالم. |
Bombanın hazırlanmış olabileceği bir çeşit labaratuvar. | Open Subtitles | انه نوع من المعامل تبدوا مجهزة للعمل النووى |
bir çeşit bağışıklık sistemi bozulması ve 4400'leri her türlü hastalığa karşı maruz bırakıyor. | Open Subtitles | حسناً , انه نوع من الفوضى في الجهاز المناعي وهو يجعل الـ 4400 ضعفاء أمام أي أمراض أخرى |
Şu an işler çok garip gidiyor. | Open Subtitles | انه نوع من اختلاف الوقت لدي |
Evet, OCD gibi bir hastalık hâline geldi ama boş ver. Kafama ne eserse... | Open Subtitles | نعم انه نوع من الوسواس القهري لكن اللعنة |
Israil ordusu tarafından geliştirilmiş gerilla tarzı bir çeşit sokak döğüşü. | Open Subtitles | انه نوع من انواع حروب الشوارع الذي طوره الجيش الاسرائيلي |
Pekâlâ bu bir çeşit sex, fakat değil... değil... bilirsin... | Open Subtitles | لا. حسنا, انه نوع من انواع الجنس, لكنه ليس كذلك, تعلم؟ |
bir çeşit kızıl derili grip ilacı. | Open Subtitles | انه نوع من الدواء الهندي لعلاج الانفلونزا |
bir çeşit dev deniz yılanı sandım, anlıyor musun? | Open Subtitles | اعتقد انه نوع من الثعابين المائيه العملاقه |
bir çeşit özgürlük hazırlığı diyebilir miyiz? | Open Subtitles | لنقول انه نوع من الإعداد لأجل الإستقلال؟ |
Kapa çeneni! Adam kesinlikle bir çeşit Superman. | Open Subtitles | اخرس من الواضح انه نوع من الرجال الخارقين |
bir çeşit veri aktarımı başladı. | Open Subtitles | ماذا يحدث مع سفينه الزرع يبدوا انه نوع من نقل البيانات |
Onu bir çeşit sosyal hizmet çalışanı falan zannettim. | Open Subtitles | اعتقد انه نوع من كـ اخصائي اجتماعي على الأشخاص |
Belki de bu bir çeşit süper maymundur. | Open Subtitles | من الممكن انه نوع من القرود الخارقة |
Bu bir çeşit teselli. | Open Subtitles | انه نوع من انواع الراحه, بطريقه ما. |
Bunlardan birisiyle doğdum. bir çeşit dysfunction. | Open Subtitles | لقد ولدت هكذا انه نوع من العطل |
Yalnızca bir çeşit Wraith deneyi olduğunu tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | أنظر، أظن فقط انه نوع من تجارب الشبح |
Şu an işler çok garip gidiyor. | Open Subtitles | انه نوع من اختلاف الوقت لدي |
Galiba, sanırım... gece kulübü gibi bir yere. | Open Subtitles | حسنا، انه نوع من الملاهي الليلية |