Günlüğüne göre kalçalarından nefret ediyor ve kızlara karşı utangaç. | Open Subtitles | وفقاً لمذكراته، انه يكره أشيائه و هو خجول مع النساء، |
Hiçbir şey bilmiyor. Gerillalardan nefret ediyor ama... | Open Subtitles | انه يقسم بأنه لا يعلم مكانهم انه يكره المتمردين .. |
Ağlamamdan nefret ediyor. Ona düğün gecemizi hatırlatıyormuş. | Open Subtitles | انه يكره عندما أبكى فهذا يذكّره بليلة زفافنا |
Bu işlerden nefret eder aslında ama aşk işte, ne yapabilir ki? | Open Subtitles | يا الهي انه يكره عندما اتحدث هكذا لكننا نحب بعض, ماذا نقول |
Sen benden de daha iyi bilirsin ki, o paylaşmaktan ne kadar nefret eder. | Open Subtitles | ولكنك تعرف أفضل بكثير مما أعرفه أنا، كيف انه يكره تقاسم أي شيء. |
General Krell'i düşüncesiz sanırdım, fakat şimdi klonlardan nefret ettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقدت ان القائد كيرل متهورا , لكنى الان بدءت افكر فى انه يكره المستنسخين |
O benim adamım..ordudan nefret ediyor çünkü onu attılar | Open Subtitles | يجب أن تفهم ماذا تعنى العسكرية لبينجهام انه يكره بوينت كورب بسبب ماتحاول القيام به فى رأيه هو أنها كانت يجب أن تقف |
Görünüşünden belli zaten ayrıca kadınlardan nefret ediyor. | Open Subtitles | اذا كنت ترى كيف ينظر , من الواضح انه يكره النساء |
Hayal kırıklığına uğramaktan nefret ediyor ve sen bunu çok yaptın, tamam mı? | Open Subtitles | بل انه يكره خيبت أمله وانت فعلت هذا كثيراً , اتفقنا؟ |
Çok iyi bir şüpheli. Herkesten nefret ediyor. Özellikle Tommy'den. | Open Subtitles | انه مشتبه به مناسب انه يكره الجميع ، و خصوصاً تومي |
Ve inan bana âşığından benden fazla nefret ediyor. | Open Subtitles | وصدقيني ، انه يكره حبيبك حتى أكثر من الأول |
Yemeğe geç kalmamdan nefret ediyor. | Open Subtitles | انه يكره ذلك عندما أكون متأخراً على وجبة العشاء |
Ama, aslında kadınlardan nefret ettiğinden daha fazla erkeklerden nefret ediyor. | Open Subtitles | ولكن ، اه ، وأنا لا أعتقد في الواقع انه يكره النساء أكثر من يكره الرجال. |
Bunu söylememden nefret ediyor, ama bence doğru. | Open Subtitles | انه يكره ان اقول ذلك ولكنها الحقيقة |
Aslında protokolden, gösterişten nefret eder. | Open Subtitles | في الحقيقة , انه يكره البروتوكولات هذا كل ما بالامر |
Rus müziğinden nefret eder, özellikle Çaykovski. | Open Subtitles | انه يكره الموسيقة الروسية، وخاصة تشايكوفيسكي. |
- Kaybetmekten nefret eder. Büyük ihtimalle bu nedenle o kadar hızlı gidiyordu. | Open Subtitles | انه يكره الخسارة, ربما هذا هو السبب وراء القيادة المتهوره. |
Miglioriti. Bir yalancıdır. Oğlumdan nefret eder. | Open Subtitles | ميجليوريتى انه كاذب انه يكره أبنى |
Babamı tanırım, bağlanmaktan nefret eder. | Open Subtitles | انا اعرف ابى انه يكره ان يكون مربوطا |
Onun ejderhalardan herkesten daha fazla nefret ettiğini biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم انه يكره التنانين اكثر من اى شئ اخر |
Bu benim yemeklerimden nefret ettiğini gösterir, değil mi? | Open Subtitles | اعني ان هذه إشارة انه يكره طهوي , صحيح ؟ |
Bir şeylere para dökmekten nefret ettiğini bilirsin. | Open Subtitles | اتعلمين, انه يكره تبذير المال |