Ben bu rastgele tamircinin azgın karısıyla bir şey konuşmalıyım. | Open Subtitles | على ان اتحدث إلى هذه الزوجة العشوائية المثارة لهذا الميكانيكي |
Onlarla konuşmalıyım. İzninizle, Bay Poirot. | Open Subtitles | لابد ان اتحدث اليهم , استميحك عذرا سيد بوارو |
Bu konu hakkında üç saat konuşabilirim. | TED | استطيع ان اتحدث ثلاث ساعات عن هذا الموضوع. |
Polisle görüşmeden önce sanırım babanızla konuşacağım ve babanızın karısıyla. | Open Subtitles | قبل ان اقابل البوليس, أظن انه يجب ان اتحدث الى والدك و زوجة ابيك |
Sadece seninle konuşmak istiyorum, sana biraz psikolojik ilk yardım vereyim. | Open Subtitles | انا فقط اريد ان اتحدث اليك واعطيك اول معونة نفسية صغيرة |
benim için geçerli bu-- başkası adına konuşamam -- ama benim durumumda bir başka egonun sığmasına yetecek kadar yer vardı içinde. | TED | كان مكاناً كبيراً في حالتي لا يمكنني ان اتحدث عن الآخرين ولكن في حالتي كان لديه مكان في نفسه لكي يتواجد غرور شخص آخر |
O zaman annen onunla tanıştı. Annenle konuşabilir miyim? | Open Subtitles | اذن فأمك قابلتها هل من الممكن ان اتحدث مع امك؟ |
- Kaptan'la konuşmam gerek. - Onun sizinle konuşacağını garanti edemem. | Open Subtitles | يجب ان اتحدث الى الكابتن لا اضمن انه يستطيع ان يراك |
Gelmene sevindim, Mac. Seninle konuşmak istediğim bir şey var. | Open Subtitles | انا مسرور انك اتيت، ماك هناك شيئا أردت ان اتحدث اليك بشأنه |
Çıkışlarda adamları iki katına çıkart. - Seninle konuşmalıyım. - Ne oldu? | Open Subtitles | حسناً ، ضاعف الرجال التى لديك عند مخارج الكازينو، يجب ان اتحدث اليك |
Seninle Lorna hakkında konuşmalıyım. Ben ve Lorna. | Open Subtitles | احتاج ان اتحدث معك بشأن لورنا انا ولورنا |
- Seninle konuşmalıyım. Nike'dan aradılar. | Open Subtitles | سوف يكون هناك ، مع السلامة يجب ان اتحدث معك ايضا ، لقد كان المتصل شركة نايكي |
Seninle konuşamadığım şeyler hakkında Eric'le konuşabilirim. | Open Subtitles | استطيع ان اتحدث مع إيرك حيال اشياء لا استطيع ان اتحدث بها معك |
İnsanlarla istediğim şekilde konuşabilirim. | Open Subtitles | بأمكاني ان اتحدث مع الناس بأي طريقة اريدها |
- Gidip onunla ben konuşacağım. - Bu işle ben ilgileniyorum. | Open Subtitles | الافضل ان اتحدث انا إليها انني اعالج هذا |
Açık konuşacağım için affedin ama eğer onu denetleme zahmetine katlanmazsanız ıslah edemeyeceğimiz bir hal alacak. | Open Subtitles | يجب ان اتحدث بصراحه. اذا لم تقم بتعديل سلوكها ستكون قريبا خارج حدود اي تعديل |
Bugün dünyanın en büyük sorunları üzerine konuşmak istiyorum. | TED | ان الذي اريد ان اتحدث عنه فعليا هو المشاكل الكبرى في هذا العالم |
Şef Kırık El öncelikle seninle kızın Yeni Gün hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | الزعيم بروكن هاند اريد ان اتحدث اولا بشأن ابنتك ابيرنغ داي |
Kafamda bir erkek varken, kız kıza konuşamam. | Open Subtitles | لا استطيع ان اتحدث معها حديث البنات ومعي رجل في رأسي |
Karımla konuşabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | هل استطيع هل استطيع ان اتحدث مع زوجتي من فضلك؟ |
- Seninle konuşmam gerek. - Çabuk olsan iyi olur. Ben meşgul bir adamım. | Open Subtitles | كان يجب ان اتحدث اليك اذن,اسرعى, فانا مشغول |
Başlamadan önce sizinle konuşmak istediğim birkaç şey var. | Open Subtitles | قبل ان نبدا هناك بعض الامور احتاج ان اتحدث اليك بشانها |
- Gerçekten bu konuda konuşmak istemiyorum. - Oh, istiyorsun, dostum, istiyorsun. | Open Subtitles | لا اريد فعلا ان اتحدث عن هذا الموضوع اووه ، لكنك صديقي |
Bunu şöyle açıklayabilirim, ama önce matematiğin gerçek hayatta ve okulda nasıl göründüğü hakkında biraz konuşayım. | TED | دعوني اشرح هذا علي اولا ان اتحدث عن الكيفية التي يبدو عليها تعليم الحساب اليوم في العالم وفي النظام التعليمي |
Avukatım olmadan kimseyle konuşmamalıyım. | Open Subtitles | أنا لست من المفترض ان اتحدث إلى أي أحد بدون محامي |
Bay Ripley ile konuşmam gerekiyor. Sonra hemen yanına geleceğim. | Open Subtitles | يجب ان اتحدث الى السيد ريبلى ثم سأعود اليك بعدها |
Hayır ben sadece seninle konuşmak istemiştim çünkü diğer annelerle gerçek şeylerden konuşamıyorum. | Open Subtitles | انا فقط في الحقيقة اردت ان اتحدث معك لإنني لا اقدر على الحديث مع امهات اخريات عن امور حقيقية |