Limonlu şeker al. Sinirlerini yatıştırır. | Open Subtitles | يمكنك ان تأخذ قطرات الليمون, ستهدئ من اعصابك |
Eğer sen benim düzenimi bozacağını düşünüyorsan hilelerle dolu çantanı al ve git. | Open Subtitles | يجب عليك ان تأخذ حقيبتك المملؤة بالسحر والذهاب بعيدا |
Sen o iki valiz al, diğer şeyleri ben alırım. | Open Subtitles | يمكنك ان تأخذ الحقيبة الباقية للخارج حالا |
Şu hapları almanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك ان تأخذ هذه الاقراص. واحدة قبل كل وجبة وقبل النوم |
Bence dediklerini ciddiye almalısın. | Open Subtitles | آسمع , آعتقد آن عليك ان تأخذ فقط . ما تقوله هي في ظاهره |
Bu olamaz. Fakir bir adamın parasını son kuruşuna kadar almak... | Open Subtitles | هذا لا يمكن ان تأخذ حتى اخر قرش من رجل فقير |
İstersen eyalet yardımı alabilirsin. | Open Subtitles | أستطيع أن أدبر لك ان تأخذ معونة حكومية إذا أردت ذلك |
Anahtarları al. Onu kontrol et. Arabana sende kalsın. | Open Subtitles | بإمكانك ان تأخذ المفاتيح وتتفحص اخيك بإمكانك ان تحتفظ بالسيارة لكن تخلص منها بعد إنتهائك |
Nefes al, sakin ol. Bana bak, sakin ol. | Open Subtitles | أريدك ان تأخذ نفس عميق وتهدأ انظر اليّ , اهدأ , حسنا ؟ |
Günbatımına sadece 45 dakika var sana önerim ihtiyacın olan şeyleri al ve çabucak geri dön. | Open Subtitles | الان ،لديك فقط 40 دقيقة على شروق الشمس لذا اقترح ان تأخذ ما تحتاج وتسرع للعودة |
Derin nefes al ve güven kendine. | Open Subtitles | واريدك ان تأخذ نفس عميق وأدع انك واثق بنفسك |
Her şeyini al ve buradan git. | Open Subtitles | أريدك ان تأخذ كل اشياءك و أريدك ان تخرج من هنا |
Şu desteyi alda gidip bize bir tekne ve biraz jet-ski al. | Open Subtitles | تستطيع فقط ان تأخذ هذه الكومة الهائلة و تحضر لنا قاربا و بعضا من الدراجات المائية |
ohh benim için endişelenme her neyse, senden bunu almanı istiyorum | Open Subtitles | لا تقلق حيالى على كل حال , كنت اريدك ان تأخذ هذا |
Başka konuşmak isteyen var mı? Ama dedektif, efendim, biz senin o parayı tek başına almanı istemiyoruz. | Open Subtitles | اسمع ايها المفتش ,لن نسمح لك ان تأخذ كل المال وحدك |
Skills, daima iyi bir adam ve bana harika bir arkadaş oldun, ...bu yüzden burayı senin almanı istiyorum. | Open Subtitles | سكيلز , لقد كنت رجلا جيدا وصديقا جيد لذا فأريدك ان تأخذ هذا المكان |
Jessica, derin derin nefes almalısın, olur mu? | Open Subtitles | جيسيكا , اريدك ان تأخذ نفس عميق , حسناً ؟ |
Belki de dizginleri ele almalısın. | Open Subtitles | . ربما يجب ان تأخذ الأمر على هذا الحال |
Beni almalısın adamım. Onlar büyük adam. | Open Subtitles | يجب ان تأخذ رجالى انهم رجال كبار |
Tabii ki, bu bizim görevimiz. Cep telefonumun numarasını almak ister misiniz? | Open Subtitles | بالطبع , انه من واجبنا هل تريد ان تأخذ رقم هاتفي ؟ |
Sizin konumuzdaki birinden komedi malzemesi almak bir şereftir. | Open Subtitles | انها ميزة فى ان تأخذ الملاحظات الكوميدية من رجل فى مثل قيمتك |
Şu beyaz kısrağı istiyorum. Gerisini sen alabilirsin. | Open Subtitles | اريد هذا الفرس الأبيض تستطيع ان تأخذ البقية |
Onu yanina alabilirsin. Tamam peder. Ne zaman hazir olursan. | Open Subtitles | تستطيع ان تأخذ هذا معك، حسنًا ابي في ايّ وقت تكون مستعد |