Sadece Her şeyin yolunda gittiğini söylemeye geldim. | Open Subtitles | لقد جئت فقط لأقول لك ان كل شئ على ما يرام |
- Haydi, tamam. - Hippy, Her şeyin bir komplo olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | هيبى أنت تفترض ان كل شئ لة علاقة بالمؤامرة |
Çalışıyorum ve... söylediğin veya yaptığın Her şeyin daha önce olduğunu aklım almıyor. | Open Subtitles | كنت احاول ، ثم لا استتطيع ان اصدق ان كل شئ قلته او رأيته قد حدث بالفعل |
Çalışıyorum, ve-- söylediğin veya yaptığın Her şeyin daha önce olduğunu aklım almıyor. | Open Subtitles | كنت احاول ، ثم لا استتطيع ان اصدق ان كل شئ قلته او رأيته قد حدث بالفعل |
Her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak için beni minibüsün içine koydu. | Open Subtitles | لقد وضعني في هذه الشاحنه لكي اتاكد من ان كل شئ علي ما يرام |
Bizim için tüm yapman gereken, Kral'ı aramak. Ona Her şeyin yolunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | كل ما نحتاجه ان نتصل بالملك ونخبره ان كل شئ على ما يرام |
Baba, bir gün uyanıp da Her şeyin değiştiğini görmenin nasıl olduğunu anlatamam. | Open Subtitles | أبي ، أنا لا اعرف كيفية وصف الإستيقاظ وإيجاد ان كل شئ قد إختلف |
Benim kişisel görüşürüm Her şeyin seveceğiniz şekilde olması.. Yani burada sensiz mi? | Open Subtitles | لدي راي شخصي ان كل شئ هنا سيكون كما تتمنى تماما |
Ve görüyordum ki sen sürekli ne olursa olsun Her şeyin düzeleceğini söylüyordun. | Open Subtitles | وكان يمكنني ان ارى ذلك , كنت انت ايضا حتى بالرغم من ان كلامك الذي كان يقول ان كل شئ سيكون على ما يرام |
Her şeyin programa uygun gittiğini bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | اوو, اردت فقط ان اخبرك ان كل شئ يسير حسب الجدول |
Olan Her şeyin bir nedeni olduğunu düşünürdüm... ...ve, evet, Kesin haklı olduğumu umuyorum. | Open Subtitles | دائما اؤمن ان كل شئ يحدث من اجل هدف هذه المرة اتمنى ان اكون محقة |
Burada Her şeyin bir şeyle ilgisi var gibi görünüyor. | Open Subtitles | انه يبدوا ان كل شئ له علاقه بكل شئ هنا |
Her şeyin tamam olduğundan emin olmak için bir iki saat önceden orada olmalıyım da. | Open Subtitles | على أن أكون هناك مبكراً ساعتين أو أكثر لكى أحرص على ان كل شئ فى مكانه. |
İçerideki adamım Her şeyin kontrol altında olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | رجلي في الداخل ابلغني ان كل شئ تحت السيطرة |
Burada Her şeyin yolunda olduğunu ne kadar çabuk anlarsan o kadar çabuk gidersin. | Open Subtitles | اللحظه التي تلاحظ فيها ان كل شئ على مايرام هنا هي اللحظه التي تستطيع فيها الذهاب |
Her şeyin iyi olduğunu kabullenip gidemediniz değil mi? | Open Subtitles | الم تستطع ان تتقبل ان كل شئ هلى مايرام وان تمضي قدما , الم تستطع؟ |
Eğer deneyimli ve söylediğim Her şeyin Bu noktaya kadar sadece bir dolandırıcılık mı? | Open Subtitles | ان كل شئ مررتى به وكل شئ فعلتيه هو شئ مزيف؟ |
Çünkü onu Her şeyin iyi olacağına ve ikinizin sonsuza kadar mutlu yaşayacağına inandırmışsın. | Open Subtitles | لأنك اقنعتها ان كل شئ سيكون بخير أنكم اثنيكم ستعيشون بسعادة فقط بعد ذلك |
Senatör Her şeyin yolunda olduğunu bilmeni istiyor. | Open Subtitles | يرديك عضو الكونغرس ان تعرف ان كل شئ على ما يرام |
Her şeyin sona ereceğine inanmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب التصديق ان كل شئ انتهى |