Sende özel bir şeyler olduğunu ve değer verilmeye layık bir insan olduğunu düşünmüştüm ancak sen sıradan bir fahişeden başka hiçbir şey değilsin. | Open Subtitles | اعتقد ان هناك شئ محترم يستحق التكريم لكن انت مجرد عاهره عامية |
Sende tuhaf bir şeyler olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | حسنا اعلم ان هناك شئ غير اعتيادي بالنسبه لك |
Sende özel bir şeyler olduğunu her zaman biliyordum. | Open Subtitles | انا عرفت دائما ان هناك شئ خاص بك |
Bu bana, sana bahsetmeyi unuttuğum bir şey olduğunu hatırlattı. | Open Subtitles | يتضح لي الان ان هناك شئ ربما لم اخبرك به |
Benden istediğiniz başka bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اتصور ان هناك شئ آخر تريدنى من اجله |
Giderek daha çok bir şeylerin yanlış gittiğini hissediyorum. | Open Subtitles | وكلما تعمقت فى الأمر , اشعر ان هناك شئ خطأ |
İltihaplı bir şeylerin olabilceği anlamına geliyor. | Open Subtitles | ما الذي يعنيه هذا؟ من المحتمل ان هناك شئ خفي يحدث |
Sadece, orada bir şeyler olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | واظن فقط ان هناك شئ آخر يحصل هنا |
Onun titreşimleri hepimize burada anormal bir şeyler olduğunu söyleyince, ben | Open Subtitles | ان هناك شئ غير طبيعى يحدث هنا |
bir şeyler olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت ان هناك شئ .. |
"Hiç birşey" deme, çünkü bir şeyler olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ولا تقولي لي (لاشئ) لانني اعرف ان هناك شئ ما يجري بينكما |
Aramızda bir şeyler olduğunu biliyor. | Open Subtitles | يعلم ان هناك شئ يجري بيننا |
Ben bir şey olduğunu biliyordum Senin hakkında garip . | Open Subtitles | كنت اعرف ان هناك شئ غريب يحدث لك |
Ben de burada özel bir şey olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | وانا من ظن ان هناك شئ مميز بيننا |
Ben de burada özel bir şey olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | وانا من ظن ان هناك شئ مميز بيننا |
Konuşacak bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن ان هناك شئ للتحدث به |
Seninle ilgili bir şey olduğunu biliyordum.: | Open Subtitles | علمت ان هناك شئ |
bir şeylerin yanlış olduğunu anlamış, olayı araştırmak için Çin'den gelmişti. | Open Subtitles | كان يعلم ان هناك شئ خطأ, وقد سافر كل هذه المسافة من الصين ليتحقق, |
Sadece bir şeylerin olduğunu sanmıştım, hepsi bu. | Open Subtitles | ظننت فقط ان هناك شئ يجري ، هذا كل مافي الامر |
Bilemez fakat hissedecektir bir şeylerin yanlış olduğunu. | Open Subtitles | ليس يعلم , لكنه سوف يستشعر ان هناك شئ غير صحيح |