Sonsuza dek Los Angeles'ta kalacak değil ya. Sadece kendini bulması gerek. | Open Subtitles | لن يضل في لوس انجلوس كثيرا انه يريد ان يجد نفسه فقط |
Onu elde etme tecrübesi var ama yalnız başına bir çözüm bulması imkansız. | Open Subtitles | ولديه الخبرة الكافية لاستخراجه ولكنه من المستحيل ان يجد الجواب لوحده هناك ؟ |
Bu dünyada var olabilmesinin tek yolu jıgolo olmak. Kendine bir fıstık bulması ve ona ömür boyu yapışması lazım. | TED | أمله الوحيد للتواجد على هذا الكوكب أن يعرض نفسه علي الإناث. عليه ان يجد لنفسه فتاة تم عليه ان يتمسك بها طول حياته. |
Hotch Jane'i bir an önce bulsa iyi olur. | Open Subtitles | من الافضل لهوتش ان يجد جاين وبسرعة |
Eric trafik kameralarında bir şey bulsa da şu işi bir aydınlatsa. | Open Subtitles | أأمَلُ ان يجد "ايريك" أي كاميرا طرق او شئ ما هنا لنعطي بعض الوضوح لهذا الأمر. |
Herkes kendi yolunu bulmalı ama bazen başkalarının da aklının karışık olduğunu bilmek rahatlatır insanı. | Open Subtitles | كل انسان يجب ان يجد طريقه لكن احيانا من الاريح ان تعرف ان الاخرين ايضا شعروا باضطراب وضلوا |
Polisin bulması için de odaya bir ruj bıraktınız. | Open Subtitles | وتركت للبوليس ان يجد دليل بسيط, احمر الشفاة |
Kendisine başka bir kurban bulması sadece an meselesi. | Open Subtitles | انها مسألة وقت قبل ان يجد لنفسه ضحية جديدة |
Kendi başına bulması gerekiyordu. Parçaları kendi birleştirmeliydi. | Open Subtitles | كان يجب عليه ان يجد نفسه كان يجب عليه ان يربط النقاط |
Ama yaşlı bir adamın arkadaş bulması çok zordur. | Open Subtitles | لكنه صعب جداً على رجل كبير ان يجد الصحبة |
Başka bir dünyayı bulması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض ان يجد عالماً آخر |
Michael Gallant gibi yaşadığını farketti ve eğer o oğlunun seçilmesini istiyorsa Goofuth'u bulması gerekliydi. | Open Subtitles | لاحظ (مايكل) أنه عاش مثل (غالانت) و ان أراد ان يساعد ابنه في الأنتخاب فعليه ان يجد (غوفث) |
Bay Alberto Rose'un kendine içeriden yeni bir kukla bulması gerekecek. | Open Subtitles | (امر بقتل (كابلوتشي (السيد (البيرتو روز عليه ان يجد |
Çünkü eğer birisi varlığımızın büyük bölümü boyunca keyfini sürdüğümüz o doğal yeteneği yeniden kurmak için bir yol bulsa, -- 1970'lere kadar tadını çıkardığımız gibi -- bunun sosyal ve fiziksel, ve politik, ve zihinsel yararları hayret verici olurdu. | TED | لانه ان استطاع احد ان يجد طريقة لاستعادة القدرة الطبيعية وان نستمتع بوجودنا الى اقصى حد التي بدأنا نفقده منذ عام 1970 وان نستفيد من المزايا الاجتماعية والفيزيائية والسياسية والعقلية التي يمكن ان تكون مبهرة |
Biri oğlumu bulsa iyi olacak. | Open Subtitles | من الأفضل ان يجد شخص ما إبني |
Ajanımız cihazın yerini bulmalı ve eliyle etkisiz hale getirmeli. | Open Subtitles | العميل الذي في الميدان عليه ان يجد الجهاز و أن يعطلّه يدوياً |
Aptalın teki demek ki. Avlanacak başka göl bulmalı. | Open Subtitles | انه احمق , عليه ان يجد حوضا اخر ليصطاد منه |