Aile geleneklerimiz var, bunlardan en önemlisi ise Noel'de bir arada olmak. | Open Subtitles | لدي تقاليد عائلية أكثرها اهمية هو ان نكون معاً في عيد الميلاد |
Ama daha önemlisi, eğer House kral ise ozaman House'u yapanlar da | Open Subtitles | لكن الأكثر اهمية ان كان هاوس هو الملك فالناس الذين يصنعون هاوس |
Bence bugün sonuç kadar önemli bir şey de, yapış şekliniz. | TED | افكر,اليوم, بمقدار اهمية نتائج عملك بمقدار الكيفية التي تنجز بها العمل, |
Evet, siyah sutyen ve gri yün çorapların önemi nedir? | Open Subtitles | نعم, ما هي اهمية حمالة الصدر السوداء والجوارب الصوفية الرمادية؟ |
İkimiz de gerçekten anlıyoruz dünyaya dramatik mesajlar vermenin önemini. | Open Subtitles | كلانا من الرجال الذين يفهمون اهمية صنع التصريحات المثيرة |
Analizin içeriğini bilmek istiyorum ve değerli olan her şey hakkında tam bir rapor istiyorum. | Open Subtitles | اريد من المحتويات ان تحلل واريد تقريراً كاملاً بخصوص اي شيئ ذي اهمية |
Sanırım bunun önemsiz bir konu olduğunu düşünüyorlardı. | TED | اعتقد انهم ظنوا انها قضية ليس ذات اهمية |
Bardaki biri her şeyden daha önemliydi. | Open Subtitles | احد ما في الحانة كان اكثر اهمية له من كل شيء اخر |
Daha önemlisi, benim yönettiğim kuvvet 20'den fazla ülkeye yayıldı. | TED | والاكثر اهمية .. هو ان القوة التي كنت اقودها كانت منتشرة على نطاق 20 دولة |
İkincisi ve en önemlisi, Türkiye, bir demokrasiye bahsettiğimiz tüm ülkelerden daha erken dönüştü. | TED | ويضاف الى ذلك .. امرٌ اكثر اهمية ان تركيا تحولت الى دولة ديموقراطية قبل العديد من الدول التي نتحدث عنها |
Fakat daha da önemlisi, atmosfere üç milyar ton karbondioksit emisyonu salınımını önledik. | TED | لكن الاكثر اهمية هو تجنب انبعاث 3 مليار طن من غاز ثاني اوكسيد الكربون في الغلا ف لجو. |
Daha da önemlisi, doğanın bize harika bir alet kutusu sunduğunu öğreniyoruz. | TED | واكثر اهمية من ذلك ، اننا نتعلم ان الطبيعة زودتنا بصندوق ادوات مدهش |
En önemlisi, bu silindirler ve bu kar havayı içerisinde tutar. | TED | والاكثر اهمية هذه الاسطوانات الجليدية تحتجز الهواء |
Fakat en önemli şey zihnimi eğitmekti maydana gelecek şeylere kendimi hazırlamak için. | TED | و لكن الشيء الاكثر اهمية كان تدريب عقلي لاجهز نفسي لما سوف يحدث. |
Mike için en önemli şey Max'ı vuranın işini halletmek. | Open Subtitles | لايوجد شيىء اكثر اهمية بالنسبة لمايك من الامساك بقاتل ماكس |
Efendim, içinde büyüdüğüm donanmada, bu olayın önemi göz önüne alındığında bir selam gereklidir, efendim. | Open Subtitles | نشأت بالبحرية على ضرورة تقديم التحية مع اهمية الموقف |
Bununla hiçbir alakası olmayan bir kızı öldürmenin önemi nedir ki? | Open Subtitles | ما اهمية ان تقتل فتاة ليس لها علاقة بالامر؟ |
Dışarıdaki insanlara takım çalışmasının önemini öğretiyordum. | Open Subtitles | تعلم، فقط ادرس الناس هناك اهمية العمل الجماعي |
Terör tehdidine karşı olan bu araştırmanın önemini yeteri kadar vurgulayamıyorum. | Open Subtitles | ولا استطيع توضيح اهمية هذه الابحاث اكثر من اهميتها لمواجة التهديدات الارهابيه |
Hangisi daha çok etkileyici daha önemli, daha değerli olabilir? | Open Subtitles | اذاً، أيهم لديه تأثير أكبر اهمية أكثر، قيمة أكبر؟ |
Kendimizi bize hayat veren, harekete geçiren şeylerin odağına götürmenin gücü, kanseri bile önemsiz hale getiren şeyler. | TED | هي القدرة على صرف انتباهنا الى شيئ يفعمنا بالحياة يدفعنا بقوة فيصبح شيئ ما كالسرطان غير ذو اهمية |
Ne zaman bip sesi çıkarsa, babam her zaman uzaklara giderdi ve bu benden daha önemliydi. | Open Subtitles | يصفر طوال الوقت اخذا والدى لأشياء اكثر اهمية بكثر منى |
Her kaçışın başarısız olmasının bir nedeni var. Japonların güvenliğe fazla önem vermemelerinin de bir nedeni var! | Open Subtitles | هناك سبب ان كل محاولات الهروب تفشل ولذلك اليابانيون لا يَعطونَ اهمية للأمنِ |
Babamız Tanrıyı memnun etmeye yetmez. Yürekten dua etmek daha önemlidir. | Open Subtitles | ليس كافيا ليستجيب لنا الرب الصلاة النابعة من القلب اكثر اهمية |
Bu yüzden, tedbirli olmalıyız. - ...ya da zaten anlamsız. | Open Subtitles | يجب علينا اتخاذ تدابير وقائية والا لم يعد لذلك اهمية |