İnsanlar yüzleştikleri adaletsizliklerin hikâyelerini anlatmak için gölgelerden çıkıyordu ve onların acılarını hissedebiliyordum. | TED | إن الناس تظهر من الخفاء لسرد قصص الظلم التي تعرضوا لها، وأستطيع الشعور بآلامهم. |
Bu da beni soğuttu. Sen onların acılarını hissedip ,onlara yardım ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تحسين بآلامهم وأنت تساعدينهم على أية حال |
Bana kalırsa kurbanların acılarını güçlü bir şekilde hissediyor ve bundan zevk alıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يشعر بآلامهم تماماً، الـأمر فقط أنه يستمتع بها. |
Harika bir tür, kendini yok etme eğilimleri dışında, ve diğer türlere onların acılarını tatırma konsunda ihtiyaçları. | Open Subtitles | فصيلة رائعة باستثناء رغبتهم بالتشويه الذاتي والحاجة الى فصائل أخرى للإحساس بآلامهم |
Onların acısını hisset. | Open Subtitles | اشعر بآلامهم |
Bak, üç senelik bilgeliğini sorgulamak istemem, fakat oradaki acı çeken adam, dünyadaki bir milyon benzeri gibi hastaneye her sene girip acılarını, spazmlarını kramplarını, kasılmalarını sinir ağrılarını, kulak ağrılarını ve düşünebileceğin diğer tüm ağrıları bahane ederek ağrı kesici almaya çalışır. | Open Subtitles | اكره أن استجوب سنواتِك من الحكمه لكن مريضك الذي يعاني من الآلام مثل الكثير من مدمني المخدرات الذين يدخلون المستشفي بآلامهم كل عام |
acılarını hissediyorum. | Open Subtitles | والشعورَ بآلامهم |
acılarını hisset. | Open Subtitles | اشعروا بآلامهم |